Gönderi

Sokrates'in zamanına gelene kadar ve ondan sonra Yunan polis dini özünde doğası gereği, bir kamu meselesiydi; ifadesini esasen komünal vatandaş inisi­ yatifiyle girişilmiş kolektif ritüel eylemde buluyordu. Polis dininin tipik ifade­si atan kalbi, sistematik biçimde meteorolojiye dayanan, düzenlemesi po­ lis'in faaliyetlerinin önemli bir bölümünü teşkil eden takvime göre yapılan şö­ lenleri ya da festivalleriydi (heortai). Bu yüzden, eyleme karşı inanış, ritüele karşı inanç gibi modern kavramsal karşıt ikiliklerimiz ya da kutuplaştırmala­rımız klasik Yunan şehrinde işlemiyordu. Yunan dini ritüeli, kendi içinde inancı kapsıyor, sorgusuz kabul ediyordu. İnanç ise neredeyse ayan beyan ifa­de edilmiş zihinsel ya da duygusal bir sıfat değil, eylem içerisinde ve boyunca ima edilerek deneyimlenmiş ve olumlanmış bir şeydi. Kelimeler dışında sözlü olmayan davranış da buna dahildir. Mesela, Sokrates'in suçlamasında kulla­ nılan nomizein tous theous deyişi (tanrılara tapınma) inanışla ilgili meseleler kadar kült performanslarına katılımı da içeriyordu.
Sayfa 102Kitabı okudu
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.