Gönderi

-Nasıl öldün, niye öldün anlat bakalım -Ben ölmedim. -Kim öldü sen ölmedin de. -Yani ben kendim ölmedim. Beni öldürmüşler. -Ne zaman haber verdiler bunu sana? -Daha yeni iki gün önce. -Sen uykudamıydın, öldüğünü anlamadın mı? -Anlayamadım yavaş yavaş, azar azar öldürmüşler de ondan. -İyi dayanmışsın. -Ne dayanması. Keşke dayansaymışım. Karşı koysaymışım. Dayanamadığım için anlamamışım. Dün anlattılar sonra da “haydi sen git artık” dediler. -Kısaca şöyle -Sevmişler, yada sevdiklerini söylemişler, gülmüşler, ısıtmışlar, örtmüşler, giyindirmişler. Merak etmişler. Eski resimleri buyuna çıkarıp göstermişler. Tanımadığım amcaları, dayıları sevdirtmişler, tanıdıklarımı sevmeye bırakmamışlar. Bana hediyeler almışlar. Yalan söylemişler, sayıklamışlar -Seni azar azar silmişler desene. -…. -Ne olacak şimdi. Burda biz şimdi yaşayıp da ölmüşleri yerleştiriyoruz.Sana ne yapmalı? -…. -Ben sana bir kağıt kalem vereyim.Sen gene geldiğin yere git. İyice bir öl de öyle gel. Orda yaşayamamışsın, burda ölü değilsin. Bizde kaydın yok. Başımıza yeni bir iş çıkarma. Burada seni rahat ettirsem, duyan gelecek. Sana eziyet çektirsem haksızlık olacak. Kendi rahatıma bakayım ötesini geç dersen sonu böyle olur. Sen bir defa daha yaşamayı dene. Oluyorsa olur. Baktın ki olmuyor, dünyadaki öbür benzerlerini de topla gel.Burda biraz kalabalık olacak ama, belki dünya ve büyük kentler biraz ıssızlaşır da kalanlar rahat eder hiç olmazsa.
·
205 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.