Gönderi

REŞAT NURİ BEYLER
Tek kollu adam, Sirenleri dolamış boynuna şehrin, Bir kolu boşta ceketin. Akılda uzun ve derin, Sakince direniyordu bak. Yakasında bir İstanbul, Damarlarında kan tarumar, Hırslanıyor varana varana dek. Akılda sessizce bir hırıltı, Derince bekledikçe. Şimdi bu adam şiirlerin her bir köşesinde, Sigarasını yakıyor bir sokak deminde. Bu adam işte o adam, Az evvel gördüğüm, Beş dakika evvel yok olan düş gibi. Duyguları karışmış portrede, Günü böyle bitiriyor. Tek kollu adam, Kaç lisan kadar yalnız, Kaç hafta kadar eksiliyor gittikçe... Tek kollu adam Allah muhafaza, Bugünde başına bir şey gelmeden, Çıkıp geliyor köşesine. Bir bekleyeni var mı? Benden mi bahsediyorlar yanında? Uzun bitmek bilmeyen yollarında, Bu adam gökyüzüne hayıflanıyor. Az evvelde önünden cenaze arabası geçti, Şurası begonya sonrası, Orada zamanı tüketiyor. Tek kollu adam sigarasını yakabilse, Güneş kızışacak. Ah be daha dün istifa etmiş sapkın ruhtan, Şimdi şırpıntı sokak aralarında tövbekar, Ceketinin bir kolu düşüyordu orada da. Tek kollu adam cumhuriyetini kaybetmiş gibi, Geldi benim yanıma. Bana anlatabildiğine anlattı, Sığdıramadım satırlara, Çok yaman kalmıştı diyorlar. Tek kollu adam masalının bitmesini istedi, Tövbesi parmak uçlarına gizlendi. Ve şu satırları birdiğimde, Bir ses gümledi. Bakamadım arkama... AYKUT BARIŞ ÇELİK
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.