Uyanış
“Müstezafların yapabildikleri tek şey, müstekbirlerin oyunlarını devam ettirmekten, onların sistemlerine devamlılık kazandırmaktan ibarettir. Ancak içlerinden birisi birgün silkinir ve kendisine gelirse, o kişi bir de hakikat bilgisiyle desteklenirse, o tek başına oluşuna rağmen büyük orduların sahibi olan müstekbirleri korkutur, uykularını kaçırır. Bu da gösteriyor ki, esasen müstekbirlerin gücü sahte, müstezafların acziyetleri kurgulanmış bir şeydir. Ama onların bu aldanmışlığı, masumiyetlerinin gerekçesi olamaz. Kur’an her iki kesimi de hakikati dikkate almadıkları, akletmedikleri, fıkhetmedikleri için aynı sonla uyarır: ‘Diyecekler ki:Rabbimiz, biz önderlerimize, büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar.’ (Ahzab 67)
(…)
Allah, zulme razı olmadığı gibi, hiçbir haklı gerekçesi olmadan zulme rıza gösterenlerden de razı değildir. Zulme hiçbir tepkide bulunmadan rıza gösterenler, zulmün yaygınlaşmasını ve devamını sağladıkları için sonuç itibariyle müstekbirlerle aynı kategoriye dahildirler. Halbuki ilahi iradenin muradı, zulmü sona erdirecek girişimlerin asıl muhatapları olan müstazafların gerçekleri görüp kavramaları, zulmün kökünü kazımaya yönelik bir girişimde bulunmalarıdır.”
Celaleddin Vatandaş
Sayfa 256 - Pınar YayıneviKitabı okudu
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.