Gönderi

Paranın kendisinden çok, temsil ettiği şeydi; yalnızca insanların gözünde başarılı olmak değil, kendini dokunulmaz yapmanın bir yolu. Parası olmak, bir şeyleri satın alabilmenin ötesinde bir anlam taşır: Dünya size asla bir şey yapamaz. Öyleyse zevk değil, korunma anlamında paradır bu. Parasız, dolayısıyla da dünyanın çılgınlıklarına karşı savunmasız bir çocukluk geçirdiğinden, varlık kavramı onun gözünde kaçış kavramıyla eşanlamlı olmuştu: Zarar görmekten kaçış, acı çekmekten kaçış, kurban olmaktan kaçış. Mutluluğu satın almaya değil, yalnızca mutsuzluğu ortadan kaldırmaya çalışıyordu. Para, onun insan olarak duyumsadığı en derin, en açıklanmaz isteklerinin somutlaşması, her derde deva ilacıydı. Parayı harcamak istemiyordu, ona sahip olmak, onun var olduğunu bilmek istiyordu. Öyleyse para, bir iksir değil, bir panzehirdi: balta girmemiş bir ormana girerken cebinizde taşıdığınız ufak ilaç şişesi, zehirli bir yılanın sizi sokması olasılığına karşı.
Can Yayınları
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.