merhaba, herkese mutlu bir gece diliyorum..
"her şeyden önce, sevgi, doğası gereği, insanın gizli yaşamının bir parçasıdır.
insan, sevgisinden söz edemez; söz ederken sevgi yok olur ya da buharlaşıp gider."
son zamanlarda 'sevgi üstüne' gibi belli konular üzerine yazılmış kitapları okumayı daha çok sever oldum. özellikle anlam kaybı artmışken bazı şeylerin arka planına bakmak anlamlı geliyor. sevgi ve aşk da anlam kaybına uğrayan iki kavram. gasset kitabına 'sevginin özellikleri' kısmında buna değinerek başlıyor. kitapta birbirine karıştırılan arzu ve gerçek sevginin ne olduğu derinlemesine anlatılıyor. birini görür görmez "aşık" olmanın aslında bir arzu patlaması olduğunu belirtiyor yazar. ve üstüne ekliyor: "arzu, doyurulur doyurulmaz söner, doyumla birlikte sonra erer. oysa sevgi sonsuza dek doyumsuz kalır." kitap boyunca sevginin katmanlarında bir yolculuğa çıkıyorsunuz. "aşk ilişkilerinin çoğuna gerçek anlamda sevgi dışında her şey karışır. yıllardır aşk ilişkileri üzerine çok fazla, sevgi üzerine ise çok az şey söylenegelmiştir." kitap bazı yazarların sevgi anlayışlarını inceleme fırsatını da sunuyor bizlere. sevgi çılgınlık yapmak mıdır sorusunu da zihinlerinize bırakıyor yazar. kitaptan benim çıkarımıma gelecek olursak insan hayatında eksik yönlerini tamamlamak düşüncesiyle anlık arzu patlamalarını aşk sanabiliyor. oysa sevginin içinde çok daha farklı şeyler barındırdığını bilmek gerekiyor. ayrıca kadın ve erkek birbirinden farklı şeyler beklediğinden ilişki başladığında fazla beklenti hayal kırıklığına neden olabiliyor. bu noktada sevgide bir paylaşımın söz konusu olması gerektiğini söyleyebiliriz. jane austen'ın cümlesiyle anlatacak olursak: "her konuda benimle aynı zevki paylaşmayan bir adamla mutlu olamam. bütün duygularıma girebilmeli; aynı kitaplar, aynı müzik cezbetmeli ikimizi de." velhasıl insanın seviyorum deyip geçmemesi ve bu sevginin kaynağını bulması gerekiyor. sevginin kaynağını bulmak da arzunun ne olduğunu bilmekten ve daha önemlisi bireyin kendisini tanımasından geçiyor..
