Gönderi

Nasıl oluyor da bunca insan, bunca şehir, bunca ulus, kendisine verdikleri güçten başka gücü olmayan, katlanmayı kabul ettikleri ölçüde onlara zarar verme erkine sahip, ona karşı gelmektense ondan gelen her şeyi sineye çekmeyi tercih ettikleri takdirde onlara hiçbir kötülük etmeyen tek bir tirana tahammül ediyor? Ne kadar şaşırtıcı bir şeydir bu (aslında şaşırmaktan ziyade üzülünmesi gereken çok sıradan bir şeydir)! Sefil bir şekilde kullaştırılmış, zorlayıcı bir güç tarafından zorlanmış değil de, tek olduğu için korkmaları gerekmeyen, onlara karşı insafsız ve acımasız olduğu için sevmedikleri tek bir kişinin karşısında hayran kalmış, bir anlamda büyülenmiş, acınası bir boyunduruğa başları eğik tabi olmuş milyonlarca insanı görmek şaşırtıcıdır. Ama insanın zayıflığı böyledir! İtaate zorlanmış, ödün vermek zorunda kalmış, kendi aralarında bölünmüş oldukları için her zaman en güçlü taraf olamazlar. Dolayısıyla silahların gücüyle zincire vurulmuş bir ulus tek bir kişinin erkine boyun eğmişse (Atina şehrinin otuz tiran egemenliğinde olduğu gibi¹), onun kulluk etmesine şaşırmamak, kulluğuna üzülmemek lazım veya daha doğrusu buna ne şaşırmak ne de acımak lazım; sadece kararlılıkla bu felakete tahammül etmek ve gelecekte daha iyi bir fırsat yakalamak için beklemek lazım. Öyle yapılmışız ki, dostluğun ortak görevleri hayatımızın büyük bir kısmını kuşatır. Erdemi sevmek, güzel davranışlara saygı duymak, görülen iyiliklere müteşekkir olmak ve çoğu zaman sevdiklerimizin ve sevmeye layık olanların şanını ve yararını yükseltmek için kendi rahatımızı azaltmak; bütün bunlar çok doğaldır. Dolayısıyla bir ülkenin sakinleri, onları güvende tutmak için büyük bir öngörünün, onları korumak için büyük bir cesaretin, onları yönetmek için büyük bir temkinliliğin yinelenen kanıtlarını vermiş o nadir adamlardan birini kendi aralarında bulmuşlarsa; fark etmeden ona itaat etmeye alışırlarsa, hatta ona belli bir üstünlük tanıyacak kadar güvenirlerse, iyi işler yaptığı yerden onu alıp kötülük yapabileceği bir yere yerleştirmekte akıllıca davranacaklarından emin değilim. Yine de bize bunca iyilik yapmış birisine iyi duygular beslemek ve ondan bize kötülük geleceğinden endişe etmemek çok doğal ve akla yatkın görünüyor.
Sayfa 17 - 18 -PdfKitabı okudu
··
229 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.