Gönderi

Gülümseyerek kendinize şunu soruyor olmalısınız: "Sokrates o dakikalarda ölümden gerçekten korkuyor muydu?" Tabii ki korkuyordu. Korkuyor olmalıydı. 70 yaşındaydı ve şimdiden hayatla ilgili bir iki şey anlayacak kadar uzun yaşamıştı. Hayat çoğunlukla yüksek derecede bağımlılık yapan bir uyuşturucudur: Kişi ne kadar uzun yaşarsa, hayata o kadar bağımlı hale gelir. Kişi ne denli yaşlanırsa, dünyayı terk etmek o kadar acı vericidir. Birinin gençken ölmesi, yaşlıyken ölmesinden daha trajik olsa da, daha kolaydır. Bu yüzden genellikle gençler şehit olur bu, henüz dünyayla derinden haşır neşir olmamış bir ruhun verebileceği bir karardır. 20 veya 30 yaşındayken daha kolay şehit olursunuz: Hayatın size sunduklarını anlayabilecek yeterli vaktiniz olmadığından arkanızda ne bıraktığınızı ve sizi ileride neyin beklediğini tam olarak bilmezsiniz. Ancak Sokrates gibi 70 yaşındaysanız ölümden korkuyor olmanız gerekir. Nitekim hayatın, insanın kademeli olarak katıldığı, savunduğu ve uyum gösterdiği bir süreç olduğu iddia edilebilir. Bununla birlikte her yeni deneyimle beraber siz dünyanın daha da içine işlerken dünya da sizin içinize işler. Bu yüzden bir yaştan sonra ani bir ayrılık kişiye yalnızca acı verir.
Sayfa 174 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.