sustuğum her şeyi anlatmamı isteyen ve sürekli olarak cevaplarını sesli dile getiremeyeceğim sorular soran birisi var. çok fazla sorguluyor beni. onunla belki fark ettim kendimi tahlil etmeyi bırakışımı. kendimden yoruluşumu. bazen sorduğu soruların cevaplarını bilmiyorum. susuyorum. bazen biliyorum. ama aklıma yer etmesi bile zor olan cevapları sesli söyleyemiyorum. yine susuyorum. çok fazla susuyorum. bu huyumdan nefret ediyor. hemen yüzü düşüyor. onun yüzü düşünce kendime kızıyorum. biraz ona da kızıyorum. ama en çok kendime tabii. bilmiyorum. günlük yazmaya geri dönmem gerek. yılbaşını beraber geçirmek istedi. reddettim. kırıldı. ama ben yılbaşını tek başıma içerek, eski günlüklerimi okuyarak ve yazarak geçirmeye karar verdim. sırf daha fazla susmamak için.
basık pencerelere gecenin zifti tanrılık eder
ve en çok yatağımda ki ay ışıkları kafir
yağmurun inkarını tüketen soluklarımız
şarabın sunaklarında gövdesini sunuyor
ay ışıklarının şevki bakışlarında kırılıyor
varlığının badesinden içilen şarap
gecenin tapınaklarına münkir
ve ben
en çok vuslatın suskunluğuna tapıyorum
gecenin ayetleri bir bir varlığıma sığışıyor
ansız boşlukların bilinmezliğinde uçarken
köklerimin tahlili artık benden kayıp
'benim adım ayın hizasına yazılıdır'*¹
der muhtemelen lusin
stepandan bahsetmek lüzumsuz
"ömrümü kaybetmişim gibi bir duygu var içimde"*²
ya da yaşamaklığa alışmak
biraz da mecburiyet
ve kaçış.
*¹benim adım meleklerin hizasına yazılıdır - hüseyin kıran
*²furuğ ferruhzad
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.