Fahrenheit 451 benim yıllar önce(2020 yılında) aldığım, bir kere okuma denemesine giriştiğim ama asla anlamayıp sonra okumak üzere bir kenara fırlattığım acıların çocuğu olmaya aday bir kitap :D
Kütüphanede sürekli
Yakma Zevki kitaplarını görüyordum ve okusam mı acaba diyordum. Yazarını görünce dedim kızım önce sen elindeki ve kült olan kitabını bitir, onları da okursun.
Bu yıl yarım bıraktıklarıma merhaba! maratonuyla(şimdi uydurdum) Fahreneit 451 ile tekrar buluşmuş olduk.
Bu kitap hakkındaki fikirlerim öyle ya da böyle, şu şekilde ya da bu şekilde gibi ikili olabilecek şekilde.
Kitap akıcılık anlamında eğer odaklı bir insansanız bir cuma edebiyatı olmaya aday. Konu itibariyle kitapları yok etmeye yönelik bu kitap yok edilmeye mahkum edilen kitaplar için bir maraton başlatmak adına ilham oldu bana ancak bunu incelemenin sonunda açıklayacağım.
Fahreneit 451, bir tür bilim-kurgu çeşidi. Ön sözünde de uyardığı gibi bilim kurgu çeşitlerinden "Zaten günümüzde var olan bir şeyi sürdürmeye devam edersek ne olur?"un köpürtülmüş hâli.
Guy Montag görevi yangını söndürmek olan itfaiyecilerin zamanla görevinin yakmaya; bilgiyi, kitapları yakmaya evrildiği bir dönemde yaşayan bir itfaiyeci.
Hikayemiz bir akşamdı ve rüzgar esiyordu tarzında başlamıyor. Daha ilginç bir cümleyle başlıyor: "Yakmak bir zevkti."
Akış olarak Guy Montag'ın itfaiyecilik, kitap yakmak gibi şeylerin sorgulamasını ve yaptıklarını okuyoruz. Ailem denilen duvarları, ki muhtemelen televizyondaki programlardan bahsediliyor, iki karı-kocanın arasına giren ve kulağa takılan denizkabuklarını, ki muhtemelen kulaklıklarımızdan bahsediyor, konuşuyoruz kitapta.
Bunu söylemek birçok kişi tarafından normal karşılanacak ama ben bunu spoiler olarak görüyorum;
Kitapta huzuru getiren şeyin fikir ayrılıklarına yer olmayan ve herkesin tek tip olduğu bir dünya yaratılmasına bağlıyorlar bana göre.
"Kitapların yakılması olamaz vahşet!" diyebiliriz ancak huzur kavramını bağladığı şeyi ben gerçekçi bir tutum olarak görüyorum. Sadece bu noktada herkesin çatısının altında toplandığı o şeyin ne olduğu önem taşıyor.
Bir alıntısında şöyle bir şey söylüyordu Beatty(itfaiyecilerin başı gibi birisi):
Siyahiler falanca kitaptan rahatsızsa yak gitsin. Şu düşünürler şu kitaptan rahatsız mı, onu da yak gitsin.
Aklıma dönemlerinde birilerine uymadığı için yasaklanan kitapları getirmişti ve bahsettiğim ilham buydu. Bu incelemeyi döneminde yasaklanan kitapları okuma maratonu iletisi olarak kullanacağım. Fahreneit 451 konusu ve anlattığı şey gereği buna çok uygun.
Genel olarak kitabın konusundan bile bahsetmekte zorlandım çünkü gerçek anlamda konusunun ne olduğunu anlamlandıramıyorum. Bari başını anlatayım dedim. Onu da başaramadım iyi mi..:D Hayır, kendi çıkardığım sonuçlar aslında beni etkileyen şeyler çoğunlukla ancak onu da paylaşamıyorum çünkü bunu spoiler olarak görüyorum :') kitabın sonunu bilsem ona spoiler demem ama kendimize kattığımız şeyler bana spoiler gibi geliyor.
Benim aşırı derecede beğendiğim bir kitap olmadı. Ama bana verdiği ilham ve birkaç alıntısı bende birkaç his oluşturdu. Odaklı bir zihinle akıcı bir kitaba dönüşeceğini düşünüyorum.
Herkese iyi okumalar dilerim.
Medarı Maişet Motoru
Ciddi bir siyasi hedef göstermemesine rağmen romanda yazar kahramanlarından birine eski bir asker kaputu giydirmiş olduğu için yayımlandığı yıl olan 1944'te Türkiye'de sıkıyönetim mahkemelerince toplatılmıştı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
