Yemek yemeyi, su içmeyi, uyumayı ertelettiren, verecek başka puan olmadığından 10 ile yetindiğim, herkese “lütfen oku” diyeceğim bir öykü ile geldim. Ukrayna asıllı Rus roman ve oyun yazarı
Nikolay Gogol , Monarşinin hüküm sürdüğü çarlık döneminde yazdığı
Palto ‘da Modern düzenin bürokrasisi altında ezim ezim ezilmiş, maddi sıkıntılar çeken, işini kaybetmekten korkan, gerek sosyal gerek iş hayatındaki tüm insanlar tarafından aşağılanan, hor görülen, alay edilen, kendini gösterebildiği tek şey tutkuyla yaptığı işi olan, o ışıltılı toplulukta, yine o topluluğun el birliği ile silik hale soktuğu Akakiy Akakiyeviç’in trajikomik hayatını anlatıyor. Bir paltoyla başlayan bu hikayenin bize verdiği ders, toplumun ve siyasilerin aşağılık yanları, dışlanmış ve eziyete uğraşmış insanların hayatlarını müthiş bir ustalıkla anlatıp, bizlere bu gerçekler ile yüzleşme fırsatını sunması. “ Hepimiz Gogol’un Paltosundan çıktık.” sözünü duyanınız var mı bilmem, bu sözün gerçekliği de tam olarak, Paltonun sadece Rus edebiyatıyla kalmayıp, dünya edebiyatına kattığı bakış açısı, Tolstoy, Çehov, Dostoyevski gibi bir çok ustaya verdiği ilham.