Gönderi

İnsanların senden en çok şeyi talep ettikleri zamanın, sen ölürken olduğunun neden sonra farkına varmıştım. - Yaşanan kavgalar için kendimi çok kötü hissettim, içime dert oldu hep. - Çok özür dilerim her şey için. Beni affettiğini söyle lütfen. - Aramız öyle her zaman sütliman değildi, farkındayım ama sadece teşekkür etmek istedim. Senden hatırlamalarını, içlerini rahatlatmanı, bağışlamanı istiyorlar. Onaylanmak ve günahlarından arınmak istiyorlar; Onlar kalırken gidenin sen olduğun gerçeği karşısında, Onları bırakıp gittiğin için senden nefret ettikleri ve aynı zamanda korktukları gerçeği karşısında, Senin ölümünün onlara kendi kaçınılmaz sonlarını hatırlattığı gerçeği karşısında, Ne diyeceklerini bilemediklerinden bu denli huzursuz oldukları gerçeği karşısında, kendilerini daha iyi hissettirmeni istiyorlar senden. Ölmek demek aynı şeyleri defalarca ama defalarca tekrarlamak demek. Hayır, kendini suçlu hissetme. Hayır, üstesinden geleceksin. Evet, tabii ki seni affediyorum. Evet, ben de seni seviyorum. Fiilen ölmeye başladığını hissettiğin andan itibaren yaptığın, deneyimlediğin her şey, hikayenin sonunu değiştirmek için nafile bir çaba. Fakat yine de bunu yapmaya devam ediyorsun: okumadıklarını okuyor, görmediklerini görüyorsun. Ama bir amaç için değil, anlıyor musun? Sadece alışkın olduğun için yapıyorsun. Kendimi bildim bileli bana söylenen şey hayatımı mutlulukla yaşamam gerektiğiydi. Ama mutluluk denen şey, öfkenin insana açıkça verdiği o şevki, o enerjiyi verebilir miydi? Olduğum her şeyi, ailemin olduğu her şeyi, donakalmış bir halde izlemenin verdiği o his; gaddarca parçalarına ayrılmış, çırılçıplak bırakılmış ve karşısına geçilip kahkaha atılsın diye sahneye itilmiş. Ölümü kanıksadın, ki bu yürekler acısı bir durum. Ölüm desen ölüm değil, yaşam desen yaşam değil, salt varoluş.
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.