Gönderi

İmam Ebû Hanife (rahimehullah) şöyle der: "Hadis, sahih olduğu zaman benim mezhebim o hadistir." Yine şöyle der: "Nereden aldığımızı bilmeden hiç kimsenin bizim görüşümüzü alması helal değildir." İmam Mâlik (rahimehullah) şöyle der: "Ben, bir beşerim, hata da edebilirim, isâbet de. Benim görüşümü inceleyin; Kitap ve Sünnet'e uygun olanların hepsini alın, Kitap ve Sünnet'e uymayanların hepsini de terk edin." İmam Şafiî (rahimehullah) şöyle der: "Hangi mesele olursa olsun onunla ilgili hadiscilerin elinde benim görüşüme aykırı sahih bir hadis ortaya çıktığı zaman hayatımda da, ölümümden sonra da ben, o görüşten dönmüşümdür." İmam Ahmed (rahimehullah) şöyle der: "Beni taklit etme, Mâlik'i de taklit etme, Şafiî'yi de taklit etme, Evzai'yi de taklit etme. Sevrî'yi de taklit etme. Onlar, nereden almışlarsa sen de oradan al." Onların bu konuda ki sözleri, gerçekten sayılmayacak kadar çoktur. Zira onlar, Allah Teâlâ'nın şu âyetinin anlamını çok iyi kavramış önder âlimlerdi: "Rabbinizden size indirilene uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!" (Araf, 3) el-Vecîz fî Akîdeti's-Selefi's-Sâlih
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.