Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Henüz uzlaşılabilir bir çelişki yumağı halinde Aziziye Postası'na vardım. Önder ve Mümtaz Usta yarınki gazete üzerinde çalışıyorlardı. Radyoda bir kadının yanık yanık söylediği "Bilirim susmayacak kalb-i viranımdaki kuş", tam bana göreydi. Dalga geçmesinler diye yazıhaneye geçtim, gözlerimi sildim. Bugünkü nüshadaki "Sanat Sayfası"nı açtım. Yazılan, şiirleri gözden geçirdim, yaptığımız işi epeyce beğendim. Ufak tefek arızalar da yok değildi. "Anayasa, anayasa / Kalmadı içimde tasa" diye başlayan ve geçen yıl kabul edilen yeni Anayasa'yı öven Cevat'ın manzumesi nihayet sayfaya girmişti, görünce çok sevinecekti. Benzer şeyleri Okurdan Gelenler köşesinde yayımlıyorduk, ne de olsa hatır-gönülden geçemezdik. Aynı köşede babamın arada bir gittiği kahvenin garsonu Sami'nin "şiir"i de vardı. Önder işini bitirip içeriye geldi, birazdan Ferruh Abi ile Cemal uğrayacak dedi. Köşedeki paravanın arkasında, masanın üstünde duran gazocağını pompaladı, kaynamakta olan çaydanlıktan demliğe su döküp çayı demledi, sehpada ve yazı masasının üstünde dağınık duran gazeteleri, dergileri topladı, rafa koydu. Bana dönüp, bi'şey mi oldu diye sordu. Yoo, neden sordun dedim. Biraz soluk gördüm seni dedi. Her zamanki halim, boşver şimdi. Anladı.
Sayfa 108 - DağKitabı okudu
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.