Gönderi

352 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Yazardan okuduğum ikinci kitap oldu. İlki psikolojik bir hikayeydi. Bu hikayede ise aşk daha yoğun ama polisiye kısmının baskınlığı hafife alınacak gibi değil. Hatta ben Pelin ve Can karakterlerinin olduğu bir tür klasik dedektiflik hikayesi de beklerim. Yazarın klasik roman havasında anlatım şekli var. Yazım değil anlatım. Hani o belli başlı sahneleri anlatırken girilen bir hava vardır. Uzun uzadıya anlatmak yerine usulünce kıssadan hisse anlatılır. Sonra da asıl mevzuya getirilir. İşte anlatimi öyle. Eh alışık olmadığım için başta bocaladım ama sonra hemen anladım tarzını. Eh her yiğidin kendi yoğurt yiyişi var, her yazarın da kendi tarzı var değil mi? Hikayede Rüzgâr ve Eylül ana karakterler. İkisi de stilist. Rüzgâr yoksul bir ailede büyümüş terzi yanında kendini geliştirip çok çabalaması sayesinde eğitim alıp başarı kazanmiş. Ama bu yolda biraz sapmış, özünü unutmuş. Melis adında şımarık zengin karısı var. O da pek bı havalarda kocası ve babasının desteğiyle bir şey olmuş. Müthiş kıskanç bir kadın. Derken sahneye Eylül giriyor, zar zor işletmede yer ediniyor. Ama Melis'in kıskançlığı çok fena. Rüzgâr başka kadınlarla takılıyor. Ta ki bu kadın evinde ölü bulunana kadar. Bu bir intihar mı yoksa kıskançlık cinayeti mi? Ya da aşk cinayeti olabilir mi? Şüpheler en son evden çıkan Ruzgar'ı gösteriyor. Üstelik Rüzgar karısını bir mektup bırakıp terk ediyor. Ya da çok kıskanç olan Melis'in parmağı vardır bu ölümde. Belki de eski sevgili cinayetidir diyeceğiz ama Rüzgâr saklandığı için tüm oklar onu gösteriyor. Açıkçası sonlara doğru bir tahminde bulundum ama küçük bir kafa karıştırmayayla yazar azcik şaşırttı. Bu hoşuma gitti. Bana göre yazarın polisiye ve psikolojik gerilim üzerine yeteneği var. Biraz daha üzerine dursa çok başarılı olabilir. Hikayeyi sevdim türe yeni başlayanlar için kesinlikle iyi bir tercih.
Eylül Rüzgarı
Eylül RüzgarıAynil Onur Yüksel · İkinci Adam Yayınları · 202235 okunma
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.