Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

736 syf.
10/10 puan verdi
Niyazi Mısri ve Divan eseri hakkında yazmayı çok istememe rağmen bugüne nasip oldu. Belki de yoğun ve güçlü bir şeyler yazma fikrim, titizlenmeme, o da çıtayı yükseltmemle birlikte yazmaktan vazgeçmeme neden oldu. Ya da bir eseri de vardı onu okuyup yazmak istemem etkili oldu. Neyse ne. Önce Niyazi Mısri kimdir, onunla başlayalım. Niyazi Mısri 1618 yılında Malatya'da dünyaya gelmiş. İçinde Mısır, İstanbul, Elmalı, Kütahya, Diyarbakır, Bursa gibi şehirlerin yer aldığı bir çok şehirde (tasavvuf) eğitim görmüş/eğitim vermiş ve yaşamış. İki kez 1912'ye kadar Osmanlı idaresinde kalan, şimdi Yunanistan'a bağlı Limni'de (Λήμνος) sürgün hayatı olmuş ve sonuncu sürgününde Limni'de vefat etmiş ve hala mezarı oradadır. Hatta ne acı mezarının olduğu yerde alışveriş merkezi varmış :( (bkz.
Limni'de Sürgün Bir Veli Niyazi Mısri'nin Hatıraları
Limni'de Sürgün Bir Veli Niyazi Mısri'nin Hatıraları
) Osmanlı idaresiyle (Padişahlarla ve dönemin tasavvuf/sufi grup karşıtı Kadızadeler hareketiyle) ters düşmesi sonucu (söylemleriyle, eylemleriyle uyuşmaz, uzlaşmaz bir tavrı vardır) üç kez aralıklı, toplamda 18 yıl sürgünde ve zindanlarda yaşamıştır.
Ümmi Sinan
Ümmi Sinan
,
Muhyiddin İbn Arabi
Muhyiddin İbn Arabi
,
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
ve
Yunus Emre
Yunus Emre
'den etkilenmiş olan Niyazi-i Mısri, düşüncesini, sohbetini şiirler yoluyla sunmuştur (kimisini bizzat kendi yazmış, kimisini yazdırmış, kimisi ise sonradan yazılmıştır). Şiirleri tasavvuf edebiyatı içerisinde değerlendirilir. Aruz vezniyle ama sarih Türkçeyle yazar şiirlerini. Günümüzde şiirleri, Yunus Emre ile birlikte en çok musiki yapılan şairlerdendir de. Kendinden sonra bir çok şaire, düşünüre, İslam alimine, tasavvuf yolcusuna ilham olmuştur. Kitabın ilk bölümünde
Mustafa Tatcı
Mustafa Tatcı
hocanın hayatı ve görüşleri hakkında uzun bir yazısı var (346 sayfa) ve özellikle okunmasını öneriyorum. Onun yaşamı çok farklıdır. Sıradışı bir zattır. Kalemi kadar kalbiyle farklıdır, sıradışıdır. Fikirleri ve eylemleri sonucu dönemin otoriteleriyle çok çelişir ve sürgünlerle, zindanlarla bedelini öder. Hatta zindandayken kardeşine yazdığı mektuplar çok samimidir ve acıklıdır. Kitapta bu konuya değini var ama bu kitaptan sonra yine Mustafa Tatcı marifetiyle bu mektuplar yayınlandı biliyorum. (zuhurdergisi.com/niyz-i-misrnin-...) Kitabın günümüz Türkçesiyle ilk baskısı Diyanet Yayınları tarafından basılıyor. Sonraki baskılarını yine Mustafa Tatcı'nın derleyiciliğiyle ve çevirisiyle H Yayınlarından yapılmıştır. Hakkındaki bir belgesel: youtube.com/watch?v=sUn0jYG... Bilinen ilahilerinden biri: youtu.be/MEj7NMpOYx8?si=... "Dermân arardım derdime derdim bana dermân imiş, Bürhân sorardım aslıma aslım bana bürhân imiş. Sağ u solum gözler idim dost yüzünü görsem deyü, Ben taşrada arar idim ol cân içinde cân imiş. Öyle sanırdım ayriyem dost gayrıdır ben gayriyem, Benden görüp işiteni bildim ki ol cânân imiş. Savm u sâlât u hac ile sanma biter zâhid işin, İnsân‐ı Kâmil olmaya lâzım olan irfân imiş Kande gelir yolun senin ya kande varır menzilin, Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvân imiş. Mürşid gerektir bildire Hakk’ı sana Hakk’al‐yakîn, Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş. Her mürşide dil verme kim yolun sarpa uğratır, Mürşidi Kâmil olanın gâyet yolu âsân imiş Anla hemen bir söz durur yokuş değildir düz durur, Âlem kamû bir yüz dürür gören anı hayrân imiş. İşit Niyâzî’nin sözün bir nesne örtmez Hakk yüzün, Hakk’dan ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş"
Niyazi Mısri Halveti Divanı
Niyazi Mısri Halveti DivanıNiyâzî-i Mısrî · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 201463 okunma
·
2 artı 1'leme
·
390 görüntüleme
Pathos okurunun profil resmi
Ey derde dermân isteyen, yetmez mi derd dermân sana, Ey râhat-ı cân isteyen, kurbân olandır cân sana. Yağma edersin varlığın, gider gönülden darlığın, Mahveyle sen ağyarlığın, yâr olisâr mihmân sana. Sermâye bu yolda heman, teslim olur buna inan, Sıdk ile Allâh’a dayan, etmezmi gör ihsân sana. Tevhide tapşur özünü, kimseye açma râzını, Şeyh izine tut yüzünü, şeyhin yeter bürhân sana. Yalnız kişi yol alamaz, maksûdunu tez bulamaz, Bekle maâ'rif kapısını, yüz göstere irfân sana. Dünyâ ile ukbâyı ko, ûlâ ile uhrâyı ko, Var ol kuru sevdâyı ko, matlûb yeter Sübhân sana. Candan talep kıl yârini, ver cânı bul didârını, Yok eyle kendi vârını, kim var ola cânan sana. Çürüklerin hep sağ olur, zehrin kamû bal, yağ olur, Dağlar yemişli bağ olur, cümle cihân bostân sana. Hakk'a gönül bağlar isen, şâm u seher ağlar isen, Sular gibi çağlar isen, tiz bulunur ummân sana. Güçtür katı Hakk’ın yolu, dergâhı hem gâyet ulu, Sıdk ile olmazsan kulu, etmez yolu asân sana. Bülbül oluben öte gör, gül gibi açıl tütegör, Aşk oduna cân atagör, gül-zâr olur nirân sana. Niyâzi yüzün eyle hâk, derd ile kıl bağrını çâk, Kalbin sarâyın eyle pâk, şâyet gele Sultân sana. youtube.com/watch?v=UTGJr6D...
Pathos okurunun profil resmi
Hakk’ı seven âşıkların eğlencesi tevhid olur, Aşk oduna yanıkların eğlencesi tevhid olur. Durmaz isim sürer dili sorar müdâm doğru yolu. Gerçek ere diyen belî eğlencesi tevhid olur. İzinden ayırmaz gözünü canla tutar sözünü, Görmeğe iver yüzünü eğlencesi tevhid olur. Halkın arasından çıkar tevhidi görmeye can atar, Bülbül gibi daim öter eğlencesi tevhid olur. Mal ü menâlin terk eder ehl ü iyâlin terk eder, Hâl ile kâlin terk eder eğlencesi tevhid olur. Dünya u ukbâ perdesin ardına atar cümlesin, Ko mâsivâ eğlencesin, eğlencesi tevhid olur. Mısrî’ye uyan kişinin gider çürüğü işinin, İçindeki can kuşunun eğlencesi tevhid olur. youtube.com/watch?v=PQ7K1eH...
Pathos okurunun profil resmi
Ey bülbül-ü şeyda yine efgâna mı geldin, Azm-i gül edüp zârıyla giryâna mı geldin. Pervâne gibi âteşe daim cân atarsın, Evvelde bu aşk ödüne sen yâna mı geldin. Yağmur gibi yağarsa belâ sen baş açarsın, Can vermeğe dost yoluna sen kurbâna mı geldin. Herşey çalışır bir sıfatı eyleye mâ'mur, Sen cümle sıfat ilini vîrâna mı geldin. Vech-i ahadiyet ki şu eşyâda görünmüş, Bu kesrete ancak seyrâna mı geldin. Bir kimse senin olmadı hiç râzına mahrem, Bilmem bu cihân içine yekdâne mi geldin. Bu hasta Niyâzî ye şifâ remzin edersin, Derde düşenin derdine dermâna mı geldin. Vech-i ahadiyyet ki şu eşyâda görünmüş, Bu kesrete ancak anı seyrâna mı geldin. youtu.be/xYf3cnC7mWg?si=...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.