Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
·
Puan vermedi
Güneş Batarken
Shūji Tsushima. Bilinen adıyla Osamu Dazai. “Yaz çiçeklerini sevenler, yazın ölür derler.” Bu eser başlı başına Osamu Dazai’nin insanlığa son bir vedası gibi geliyor bana. Yaz mevsiminde doğmuş ve yine yaz mevsiminde hayatını sonlandırmış birisi Osamu Dazai. Bu detayı hatırlamak söylediği söze yüklenen anlamı değiştiriyor haliyle. Tekrar ve tekrar okuyor insan. “Kötüler uzun yaşar. Güzel insanlar erken ölür.” Bugün eserleri büyük ses getiren Japon yazarlara baktığımızda çoğunun intiharla sonlandırdığı bir yaşam öyküsüne sahip olduklarını görürüz. Hatta buruk bir gülümseme de konar insanın dudaklarına. Şüphesiz Dazai’de bunlardan biri. Onun kalemini okurken insan tüm yaşamını ve toplumdaki konumunu baştan sona sorgular. Osamu Dazai’yi var eden şeylerden ilki budur sanırım. Japonya’daki savaş bitse dahi karakterlerinin içindeki savaş bitmemiştir. En sevdiği yazar olan Ryunosuke Akutagawa aniden intihar ettiğinde büyük bir kedere sürükleniyor kendisi. 1929’da, üniversite okurken, ilk kez intihar etmeye çalışıyor. Bu süre zarfında başarısız olsa da, bu sadece bir dizi daha fazla intihar girişimine yol açıyor ileride. Bazı kararları neticesinde ailesiyle de arası açılıyor. İkinci intihar girişimi, Dazai’nin tekrar ayağa kalkmasına yardımcı olmak için ailesini bir araya getirmek durumunda kalıyor. Tekrar ayağa kalktığında, 1933’te Ressha’yı yayınlamak için kullandığı isim olan “Osamu Dazai” takma adını da alıyor böylece. 1935 yılında hayata veda niteliğindeki eseri “Son Yıllar”ı yazıp üçüncü intiharına kalkışıyor fakat başaramıyor. Geçirdiği ameliyat sonrası morfin bağımlısı oluyor, bir yıl boyunca bağımlılıkla mücadele etmesinin ardından akıl hastanesine kapatılarak bir ay tedavi görüyor. 1947’de yayınlanan, “Güneş Batarken” isimli eseri ona bir hayli ün kazandırırken, 1948’de “İnsanlığımı Yitirirken” eserini kaleme alıyor. Güneş Batarken, Dazai’nin savaştan sonra aristokrat bir ailenin maddi ve manevi düşüşünü tasvir eden bir roman. Aynı zamanda - gerçek hayatta - Dazai’nin savaştan sonra yazılan olayların günlüğünü tutan Japon kadın Shizuko Ota’dan büyük ölçüde etkilenmesiyle ortaya çıkmış bir nevi. Dönemin Japonya’sını anlatırken vazgeçilmez ahlaki normlarla birlikte bir yanda modernleşmeye çalışan bir topluma ayna tutuyor Dazai. Karakterler bu iki dünya arasında sıkışmış olsa da dünyanın dönüş hızı ve akıp giden zaman onların toparlanmasını beklemeyecek kadar acımasız. Dazai’yi tanıyanlar onu okudukça eserlerinde kendisinden bir parça yakaladıklarını sık sık ifade eder. Keza burada da öyle. Naoci’nin kendini topluma kabul ettirme çabası, var olma isteği, ailesiyle arasının öyle böyle olması, yüzüne taktığı umarsız maskesinin arkasında kopan fırtınaları…Hepsini başarmaya çalışırken üzerine çöken yorgunluk. Başka bir karakter olarak beliren Uehera’nın başına buyruk görünen yaşamı, hastalıklı ve belli belirsiz halleri… Karakterlerin içinde yaşadıkları ızdırap şehre çöken sis gibi kendini zamanla gösteriyor. Osamu Dazai’nin hayatında, sürekli boşluk duygusunun onu asla yalnız bırakmaması zamanla büyük bir sorun haline geliyor. İntihar ederek “doğmamak en iyisidir” düşüncesine göre hareket ediyor. Nihayetinde 13 Haziran 1948’de Dazai ve sevgilisi birlikte intihar ediyorlar. Defalarca intihar etmiş ve başarısız olmuş birisi olarak bu defa başarıyor. Öyle ki, cesedinin altı gün sonra, 39. doğum günü olacak olan 19 Haziran’a kadar keşfedilmediği söylenir. Çeviri: H.Can Erkin | Sel Yayınları
1000Kitap
1000Kitap
Güneş Batarken
Güneş Batarken
Osamu Dazai
Osamu Dazai
Güneş Batarken
Güneş BatarkenOsamu Dazai · Sel Yayıncılık · 20232,556 okunma
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.