Ama vazgeçmeyecektim. Çocuklarını cennette tekrar görmeyi ümit edip etmediğini sorarak, ona yardım etmek için son bir girişimde bulundum. Soruma, bir gözyaşı sağanağıyla karşılık verdi ve umutsuzluğunun gerçek nedeni su yüzüne çıktı: Masum birer şehit olarak öldükleri için çocuklarının cennetteki en yüksek mertebeye ulaştıklarını, buna karşın yaşlı, günahkâr bir insan olarak kendisi için aynı yeri bekleyemeyeceğini anlattı. Yine vazgeçmedim ve hemen şu soruyu gündeme getirdim: “Çocuklarını yaşatmanın anlamı bu olamaz mı haham: Bu acı dolu yıllar sayesinde aklanıp, sonunda sen de çocukların kadar masum olmasan da cennette onlara katılmaya değer olamaz mısın?
Tann’mn bütün gözyaşlarını sakladığı, ilahilerde yazmıyor mu?Bu nedenle belki de acılarının hiçbirisi boşuna değildir.” Onca yıldan bu yana ilk kez, ona açabildiğim yeni bakış açısı sa yesinde acılarından kurtulabildi.