Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsanın kendine yakışan duygu ve düşünceler ile donanması, hemcinsine lâyık olan muameleyi göstermesi, açıkçası insanlık şuuru ile yaşıyor olması kendi hamuruna yüz çevirmemesi ile mümkündür. Kişi bu vesile sayesinde kendinden âleme açılabilir, bir zerrede kainatı temaşa edebilir. Eski insanlar bunu biliyordu. Ona göre yaşadılar, yapıp-ettikleri ile âlemin ritmine katılmış oldular. Havayı ve suyu ihmal etmediler, komşuyu ve akrabayı da. Bir yerden bahis açılınca 'havası şöyledir, suyu böyledir' diye anlattılar. Üzümün, armudun, gül ve lalenin yüzlerce çeşidi vardı. Şimdi bütün bunlar teke indi. O da naylonlara sarılmış, renksiz, rayihasız. Bütün insanlar teke indi. Yüzleri yok, numaraları var. Sadece 'gül' diyoruz, sadece 'üzüm'. Tabiat tabii olmaktan çıkarılınca, insanlar da onu takip ediyor. Isınmak için elinizi uzattığınız ateş artık bir 'imaj'dır sadece. İçtiğiniz sudan klor kokusu gelir, havada mazot. Şiirini kaybediyor hayat; yani mânasını, derinliğini, metafizik mahiyetini. Bir oyun ve eğlenceden ibaret kalıyor.
Sayfa 228Kitabı okudu
·
507 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.