Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hıristiyanlık, "insani olan her şeye şüphe düşürme amacına hizmet etmekle kalmaz, insani olanın ezilmesi, cezalandırılması ve çarmıha gerilmesinde de rol oynar," der Nietzsche. Her şeyden önce de cinselliği çarmıha germektedir elbette. (Cinsel boşalma eksikliği, Nietzsche'ye göre, cinsel fantezi yaratır, bu yüzden Hıristiyan azizleri pek çok "kirli" fantezi kurmuş, sonra da bunları itiraf edip kendilerini daha da çok cezalandırmışlardır.) Hıristiyanlığın bizden ahlaki talebi, yapısı gereği karşılanamaz bir taleptir ki burada amaç bizim kendimizi "mümkün olduğunca günahkar" hissetmemizdir -böylece Kilisenin günah bağışlama gücüne, dolayısıyla rahiplere daha bağımlı oluruz. Tekrarlarsak, Hıristiyanlık "kalbi yük altına sokar ki ... sonradan [kısmen] yükü hafifletebilsin". Bunu yapmanın başlıca yolu da örnek alınması imkansız rol modelleri yaratmaktır. (Jimmy Carter'in sözleriyle, hiçbirimiz "kalben aldatmadan" edemeyiz, hiçbirimiz en azından küçük bir şeyler öldürmeden hayatta kalamayız.) Hıristiyan kendini Tanrı'yla (ya da İsa'yla) kıyaslar, böylece Tanrı fikri yok olup gittikten sonra bile, "vicdanın sızısı ... suçluluk duygusu" kaynaklı "bunalım hissi" kalır. Hıristiyan, Don Kişot gibidir, kendi cesaretini küçümser, çünkü kafası ortaçağ şövalyelik çağındaki kahramanların "mucizevi işleriyle" doludur.
Sayfa 385 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.