Duygu denilince aklınıza ne geliyor?
Birçoğunuzun bu soruya verdiği cevapları bu kitapta bulabilirsiniz. İnsan hayatında yer alan birçok duyguya ev sahipliği yapan bir öykü kitabı. Kendinizden, arkadaşınızdan, komşunuzdan bir parça bulabileceğiniz; istemsizce öykü karekterlerini çevrenizdeki insanlarla bağdaşlaştıracağınız kadar da gerçekten, sizden bir kitap. Öyküleri okurken yeri geliyor hüzünleniyor, yeri geliyor buruk bir tebessüm beliriyor yüzünüzde ama çoğu zaman iğne iplikle dikilemeyecek yaralarınızı görüveriyorsunuz. Başlıyorsunuz
Şermin Yaşar ile terziliğe. Adınız değişiyor bazen geçmişten kaçmak için, ölümleri sıralarken buluyorsunuz kendinizi. Ali öğretmenden Ömer’e akan bir gerçekliği okuyorsunuz. Okurken biraz da içinize akan göz yaşlarınız eşlik ediyor size. Ne dertler varmış be diyorsunuz, Ayşen’in başını okşamak ona sarılmak istiyorsunuz o sırada tabi. Sevgiyi, geçen kırk günde geçmeyen yangınıyla anlatırken üflemek istiyorsunuz o mumları. İşte böyle, her öyküsünde elinizi ve yüreğinizi içine hapseden bir kitap olmayı başarıyor yani.
Eğer ki gözyaşlarınız akmak için hazırda bekliyorsa, okuma süreciniz biraz yaşlı olabilir benden söylemesi.