Yerin kendi içine, kendi karnına aldığı şeyler olduğu gibi dışarı attığı şeyler de vardır. Biz kendimiz, bize ait olanla birlikte gidip geliyoruz, geçiyoruz, dönüyoruz; bizim olup bize yabancı olmayan, bize yabancı olup bizim olmayan hiçbir şey yoktur. Bizimle paylaşılmaması gerekeni, biz hiç paylaşmadığımız gibi kimi kez paylaşmamız gereken de bizimle paylaşılmaz. Örneğin; her şey, kendi türüne göre tüm egemenliğin ve köleliğin, mutluluğun ve mutsuzluğun, yaşam denilen durumun değişimini ve ışığını, karanlıklarını, iyinin ve kötünün ölüm adı verilen değişimini bilir. Şeylerin düzenine göre sürekli dönüşüme uğraması gereken maddî özdeğin dışında şeylerin düzeni içindeki hiçbir şey ölümsüz değildir.