Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Nuhu birkaç dakikanın içinde süsünü idareli ve zarif kullanmayı, onu özlendiği ve beklendiği anlar çıkarmayı öğrendi. Bu da o günün ikinci hediyesiydi. Beş yüzlük zikir tespihinin binlik olmayışına hayıflanmaya başladı. Kendini o seyredilen genç abid resmine benzetmeye çalışıyor, duydukları ile de hemen ilave edip belli etmeden eksikleri varmış da daha sırası gelmemiş gibi yaparak kazancını eksiltmemeye çalışıyordu. "Göz kapalı olacak," diyordu ilk konuşan adam, "Göz açılınca her şey ve her yer açılır, görmeyi de kabul görmeyi de reddedeceksin ki gözün açılsın, yoksa..." diye kısık kesik söylüyor, onun kaldığı yerden öbürü söz daha düşmeden hemen usta bir kurra hafızı gibi tutup, "Kaybetmeyi göze alan yok ki kazanç olsun, sema her gün indirdiği hediyeleri geri yukarı çıkarıyor verecek adam bulamadan," diye kaldırıyordu. Nuhu açmayı aklından dahi geçirmediği gözleriyle tespihi kim bilir kaçıncı kez dönüyordu ki bir müddet gerçekten daldığını ve adamların artık gittiğini fark etmedi. Bir kısacık vakit daha devam ettiyse de gözüne gelen ışık, arkadan işittiği sesler kesilince artık mecal de edemez olduğunu hissedip tespihi elinden bırakıp gözlerini açtı. Uzun süre kapalı kalmış gözler gönülsüz, ağrılı ve şaşkın tekrar kavuştuğu aşinalığı bir şey etmez bulmuş gibi geri kapanmaya müheyya inip duruyordu.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.