Hiç kimse okumasa bile, sadece kendim için yazıyorum.
Kitaplar hakkında şahsi görüşüm şudur: “iyi ve kötü” eğer çok etkilendiysem iyi yönde içimde bir iki şey yazmak gelir. Kötü kitap içinde aynı şey. Yazarların palavralarını, kurgularını okuruz ne kadar yaratıcı bir düş dünyası varsa o yazarın okunması da o derece iyidir. Gerçeklerden kopmadan bir kurgu yaratmak da yetenek ister….
Yerli yazarlar hakkında pek iyi düşüncelerim yok çünkü beklentimin çok altında kalıyorlar bu da onlardan soğumama neden. Bir iki yazar dışında yerli edebiyatda ilgimi çeken yazar yok. Yeni gözdem tabiki de 
Emrah Serbes :)) bir şeylere bir isim takmayı seviyoruz isimsiz olmaz! Bu edebiyat için de geçerli edebiyatı bir bütün görüyorum ama ona da isim takılmış “aykırı, yeraltı, erotik ve genel edebiyat.” Hal böyle olunca benim kulvarım genelde karanlık olandan yana ,yeraltı, yerli edebiyatın yeraltı yazarlarını araştırdığımda ilk sıraya 
Hakan Günday çıkmıştı çok popüler olan kitabı 
Kinyas ve Kayra ilginç gelmişti baya bir okuru vardı. Okuduğumda bana yengemin tatsız tuzsuz mercimek çorbası gibi bir tat vermişti. İkinci sırada Emrah Serbes vardı. Beklentim pek yoktu açıkçası ama tek kelimeyle adam harikalar yaratmıştı. Dili kurgusu tamamen özgün ve karanlık edebiyatın kendisiydi. Yeraltı edebiyatın tek yerli yazarı Emrah Serbes diyebilirim… Yazar kıyaslaması olmaz diye bilirsiniz bence olmalı burası dünya rekabet olmalı :)) Bu arada kafes dövüşü gibi yazar dövüştürmekte ayrı bir keyif :))
Kitabın kısa özeti: Erkek çocukların enerjik, hüzünlü ve alengirli dünyasına giriyoruz...
Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi... İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler... Kolay ağlayan sert adamlar... Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı... Kıskanç, gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor... Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...
Kitaplarından çok, yaptığı dizi senaryosuyla tanınıyor yazar. Behzat Ç dizisisi. Hiç izlemedim izler miyim? sanırım hayır:) yazarın dediği gibi film akar, kitap durgundur.
··
118 görüntüleme
Beklenti ne kadar yüksekse okuduğunda ya da izlediğinde aldığın haz o kadar düşer. Yani yengenin sadece mercimek çorbasının tuzsuz ve yavan olmadığını, birkaç yemeğinin de bu kategoriye girdiğini görürsün...
Emrah serbeste bir beklentim yoktu ama beni şaşırtı. Günday’dan da bir beklentim yoktu ona da şaşırmadım. :).. her şeyi iyi yapacaklar diye bir şey yok bazen boktan şeylerde olabiliyor. Sonuçta insanlar :))
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.