Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

687 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Neden Bir İnsanı Öldürme(me)liyiz?
Muhteşem bir roman. Benim bu kitapla olan mücadelem çok uzun sürdü. Birinci okuyuşumda o kadar sıkılmıştım ki... Bu, ikinci okuyuşum oldu. Birinci okuyuşumda ne kadar sıkıldıysam ikinci okuyuşumda o kadar sevdim kitabı. Sonra şu çıkarıma vardım: Ergenlik döneminde değil, daha sonra okunması gereken bir klasik, Suç ve Ceza. Bir de karakterlerin isimlerindeki karmaşa yüzünden kişileri birbirine karıştırma, hatta zihninizde durduk yere yeni karakterler üretme (yaşandığı için söylüyorum :) ) gibi riskler var, bu yüzden baştan hazırlıklı olmak gerek. Sırf bunun için öncelikle, karıştırılabilecek karakterlerin isimlerini bir bütün olarak görün istiyorum: *Rodion Romanoviç Raskolnikov (Raskolnikov) *Dmitri Prokofiç Vrazumihin (Razumihin) *Avdotya Romanovna Raskolnikova (Dunya) *Pulheriya Aleksandrovna *Pyotr Petroviç Lujin *Andrey Semyonoviç Lebezyatnikov *Arkadiy İvanoviç Svidrigaylov Bu karakterlerin isimleri romanın her yerinde bütün olarak verilmiyor, bazen karakterlerin ilk iki ismi bazen de sonuncusu ya da parantez içindekiler şeklinde yer alıyor. Doğru karakterleri anladığınızdan emin olduğunuz sürece romanı keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. :) Gelelim kitaba. Kitaba bütün olarak baktığımda kendime sorduğum en kritik soru şu oldu: "Bir insan neden bir insanı öldürmemelidir?". Bu çok tuhaf gelmiş olabilir size. Fakat kitabın baş karakteri Raskolnikov; var olan toplum düzenini sorguluyor ve neden katil olmanın aşağılandığını anlamıyor. Sadece bundan ibaret değil. Toplum, kendi düzeni içerisinde her ne kadar cinayeti cezalandırsa da idealler uğruna birileri öldürüldüğünde bu kişiler hatta kahraman olabiliyor (Bununla ilgili kitaptan çok güzel bir alıntıyı paylaşıyorum: #232260631). Devrimcileri, büyük liderleri, savaşları düşünmek bunun için yeter de artar. Bir toplumun düzenini değiştirmek için, bir şeyi daha iyi hale getirmek için bazen insanlar kurban edilebiliyor. İşte Raskolnikov bunu destekliyor. İdealler uğruna birilerini öldürmenin yanlış olmayacağını savunuyor. Kendi işlediği cinayetin de bu minvalde olduğunu söylüyor ve "Öyleyse beni neden yargılıyorsunuz?" diyor. Biz hümanist bir bakış açısıyla elbette insan öldürmenin ne olursa olsun yanlış olacağını düşünebiliriz. Fakat hayat, bireylerden mi ibaret? Bir toplum, iyileşmesi arzulanan bir toplum da yok mu? Bu durumda, iki fikir çatıştığı anda (mesela eski ve yeni düzen) savaş zaruri hale geliyor. Ben de savaşa şiddetle karşı çıkıyorum ancak toplumlar ve bireyler her zaman benzer yollarla uzlaşmaya varamıyor maalesef. Dileyelim ki gelecekte savaşa asla gerek kalmasın, yararlı yollarla çözülsün bu sorunlar. Neyse, Suç ve Ceza'daki temel problem bu şekilde. İÇERİK Önce kitapta olay örgülerinin akış kollarını ele alalım. Ana konu ve akış kollarından en önemlisi, Raskolnikov'un işlediği cinayet ve sonrasında Dostoyevski'nin ha yakalandı ha yakalanacak diye bizim merak ateşimizi diri tutan süreçler, yani cinayetle ilgili çevrede konuşulanlar, Raskolnikov'un geçirdiği fenalıklar, polislerin araştırma süreci... Yan akış kollarından biri de Raskolnikov'un kız kardeşi Dunya'nın (Avdotya Romanovna) evleneceği adamla ilgili problemleri... Bu kız kardeşin kiminle evleneceği kitap boyunca merak konusu, fakat neyse ki sonu güzel bağlanıyor. Dostoyevski, Dunya'ya talip olan birkaç adam üzerinden dünyada ne kötü ve kibirli erkeklerin olduğunu göstermiş (Razumihin hariç, kitapta en sevdiğim karakter o oldu). Bu arada kötü karakterler ne kadar aşağılık olursa olsun, o konuşmalarına hep yüksek düzey bir zeka hakim gibi ve tamamen kötü değiller. Yan akış kollarından bir diğeri de Raskolnikov'un meyhanede tanıştığı ve ona hayatını anlatan Marmeladov karakterinin karısı Katerina İvanovna ve çocuklarından biri olan Sonya üzerinden ilerliyor. Kitapta Katerina İvanovna'nın yas yemeğiyle ilgili sürecin çok uzatılarak anlatıldığını ve sanırım genel olarak bu karakterin gereksiz olduğunu ve bütüne pek bir katkı sağlamadığını düşünüyorum. Ancak Raskolnikov'un merhamet ve yardımseverliğini gösterdiği biri olarak kitapta belli bir yere sahip denebilir. Sonya ise Raskolnikov için çok önemli bir karakter. Raskolnikov, bastırdığı suçluluk hissini ancak Sonya'ya içinden geldiği gibi aktarabiliyor. RASKOLNİKOV'UN PSİKOLOJİSİ Raskolnikov, roman dünyasındaki karakterlerin en özgünlerinden biri. İlk bakışta bu karakter, insana, antisosyal eğilimleri olduğunu düşündürürken daha detaylı düşününce tamamen öyle olmadığını anlıyorsunuz çünkü Raskolnikov merhametsiz, iyilik yapmayan ya da duygusuz biri değil. Kitap boyunca onun birilerine yardım ettiğini, yolda gördüğü fakirlere para verip durduğunu, duygusal olarak nasıl karmaşalarda boğulduğunu okuyorsunuz. Kesinlikle kötü bir insan diyemiyorsunuz, hatta cinayet işlememiş olsa tadından yenmez derecesinde iyi. Ama garip olan, Raskolnikov işlediği cinayetten pişman da değil. Hapse girdikten sonra bile bunu böyle ifade edebiliyor. Evet, kendinden utanıyor ya da nefret ediyor ama kadını öldürmemiş olmayı da istemiyor. Belki bunu benliğini koruyucu bir savunma mekanizması olarak görebiliriz, bunu isterse dayanamayıp çıldırabilir. Öte yandan Raskolnikov zaten cinayetten sonra müthiş hastalıklarla cebelleşiyor. Dostoyevski bu ruh hallerini inanılmaz iyi aktarmış. Özellikle Raskolnikov'un yaşadığı disosiyatif amneziler, ne yaptığını unutup durması, sürekli dünyadan ve benliğinden kopar gibi olması o kadar gerçekçiydi ki... Bunlar dışında fiziksel, psikosomatik birçok belirti de gösteriyor. Bunların birazı alkolden, birazı yaşadığı sefil şartlardan, ama büyük oranda da işlediği cinayetten. İnsan, bir cinayete kolay dayanmıyor gerçekten de (dayanmasın da zaten). Öte yandan kitabın başlarında, Raskolnikov'un birilerini öldürmekten korktuğunu, yani bununla ilgili spesifik bir kaygısının, bir saplantılı düşüncesinin olduğunu da görüyoruz (atla ilgili gördüğü rüya çok ilginçti). Ki bu kaygı bize Raskolnikov'un geleceğiyle ilgili de göz kırpıyor (Bir yandan da bana şahsen şunu düşündürdü: Birini öldürmekle ilgili hiçbir kaygı taşımamak ya da çok yoğun bir kaygı yaşamak zaten o ruhsallıkta bir şeylerin normal gitmediğini gösteriyor). Dostoyevski, Raskolnikov'u; özellikle de cinayetten sonra insanlara genel olarak nefret duyduğu ve her şeyden tiksindiği, sık sık depresif bir ruh halinde sunuyor bize. Fakat ara ara da yanında olacak bir insanın arzusunu duyuyor Raskolnikov (Bu nesne daha çok, Sonya oluyor). Tam ikircikli bir ruh hali. Ve her şeyden kaçıp duruyor. Hiçbir ortamda, birilerinin yanında ve kendi düşünceleri üzerinde uzun durmuyor. Sirke gibi uçucu bir ruh dünyası, kendinden sürekli kaçtığını gösteriyor bize. E çok düşünürse derin bir pişmanlık ve inanılmaz yoğun üzüntüler kaçınılmaz gibi. Çok düşünmek, yaptığı eyleme aykırı olur. Bu yüzden devamlı bir kaçışı okuyoruz: Uyuyor, birilerine yardım ediyor (böylece kendini avutuyor/günah çıkarıyor), birilerini yarım yamalak dinliyor ve kafayı çekip duruyor. TEORİK ALTYAPI Raskolnikov'un bu cinayeti neden işlediğine dair kendi açıklaması ise başta da bahsettiğim gibi ideallere engel olan insanların öldürülebileceğini düşünmesi. Bununla ilgili geçmişte bir makale de yazmış ve kitabın ortalarında bununla ilgili Porfiri ve Razumihin'le olan tartışma sahneleri çok güzeldi (özellikle syf. 318 ve 323-324). Raskolnikov'un bu görüşü de bana gayet makul göründü fakat Raskolnikov'un işlediği cinayet bununla açıklanabilecek bir cinayet değil. Bana kendini temize çıkarmak için buna dayanıyor gibi geldi (Özellikle de eğer idealleri için o kadını öldürdüyse de en azından Lizaveta gibi bir masumu öldürdüğü için pişmanlık duymaması, üzülmemesi canice değil de nedir?) Böyle olmasa da bu cinayeti işlerken bir anlık gaflete düşmüş gibi. Daha sonra da benliğini korumak için birtakım bahanelere sığınıyor zaten. Evet, öldürdüğü kadının çevresindekilere hiçbir yararı olmadığını hatta zararı olduğunu savunabilir, ama bunun çözümünü cinayet olarak görmesi çok tuhaf ve korkunç. Onun gözünde, dünyada vahşice bir soy arıtımı yapmak ve zararlı tüm insanları öldürmek gerekiyor. Fakat bu zararlara denk gelen ceza ölüm mü? Ve kime göre ne zararı? Bu da başka bir sorun. Kitabın adı, bu yönde belirleyici. Neye suç demeli ve bu suçların cezası ne olmalı? Dünyada herkesin içinde iyi ve kötü bir arada bulunmuyor mu? Dünyada birçok şey gayriahlaki, yani bir bakıma suç değil midir? Suç sadece hukuki düzlemde ele alınacak değil ya. Birini etkiliyor olmak da gayriahlaki ve suç değil midir? Çok düşük oranda da olsa suçtur.
Oscar Wilde
Oscar Wilde
'ın
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in Portresi
romanında muhteşem bir söz geçer: "Etki, özünde tümden gayriahlakidir; bilimsel olarak da böyledir. Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür..." Öyleyse hepimiz bir şeylerde belli miktarlarda suçluyuz. Raskolnikov'un bize bas bas bağırdığı şey bu aslında. Gerisi onun kendi vicdanına kalmış. Daha suçlu olabilir. Yarar zarar dengesi kurmuş olabilir. Dünyaya pragmatist bir perdeden baktığı için bu cinayeti işlemiş olabilir. Ancak insan duygular ve düşüncelerini harmanlayarak karar verdiği için yarar zarar hesabı da böyle rasyonel işlemiyor. Bu nedenle vicdan ve ahlakımız, daha akılcı ve yararlı sonuçlar doğurabilecek kararlarımıza engel oluyor zaman zaman. Öyle ya, makineler değiliz. Ek Not: Razumihin'in sosyolojik "-izm"lere karşı güçlü argümanlarını ve Lebezyatnikov'un anarşist dünya görüşlerini okumak çok keyifliydi. Kısacası, kesinlikle okunması gereken, nitelikli bir klasik. Okuduğum Dostoyevski eserlerinden en iyisiydi.
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159bin okunma
·
1 artı 1'leme
·
87 görüntüleme
Said soylu okurunun profil resmi
Kitabı okudum bitirdim yazmış olduğunuz incelemeyle Birlikte kitabı daha iyi anlamış oldum teşekür ederim
Monsilya okurunun profil resmi
Rica ederim. Ben de ilginiz için teşekkür ederim.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.