Baruch Spinoza* (1632-1677) Mutlak iyi ve mutlak kötü diye bir şey yoktur; sadece bizim için yararlı ya da zararlı şeyler vardır, ahlakın işlevi bizi bu konuda doğru bilgilendirmektir. Yani biz bir şeyi, iyi olduğunu düşündüğümüz için arzu etmeyiz, tersine bir şeyin iyi olduğunu düşünmemizin nedeni onu arzulamamızdır. Ahlaksal, siyasal ve dini değerlerin temelin de arzular vardır. Varlığımızı korumanın güvencesi olan, eylem gücümüzü koruyan ya da artıran şeyi arzu ederiz.
Dolayısıyla erdem güçle, hayatta kalma, kendini ifade etme kapasitesiyle eşanlamlıdır. Kötülük hiçbir zaman mutlak değildir ama bu gücü engeller. Erdemli olmak, insana dışardan baskı kuracak ve muhtemelen güçsüzlüğünü gösterecek aşkın bir değere itaat etmek anlamına gelmez. Erdemli olmak insanın kendi doğasına göre davranması, kendi doğasını olabildiğince yaşamasıdır;
kendini gerçekleştirmek, yani eylemlerinin doğru nedeni olmaktır.