Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

92 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Hüzünbaz Sevişmeler
Yılmaz Erdoğan’ın on iki kısa öykü ve iki kısa oyunundan oluşan bu kitabını ikinci kez okudum. İlk kez üniversite birinci sınıftayken bir arkadaşım zorla elime tutuşturmuştu. Kafiyelere ve kelimelerin dansına doyacağınız bu kitap ilk kez 1996 yılında yayımlanmış. Dolayısıyla sosyalist düşüncelere sahip; epey özgür bi Yılmaz Erdoğan’la karşılaşıyosunuz. Eskiden daha sol görüşte bir insan olduğunu duymuştum ancak bu kadarını beklemiyordum diyebilirim. Özellikle ‘’Eşkıya Sözü’’ ve ‘’Aklımın vatandaşı Waripal’’ denemeleri Türkiye’de olur da gündeme gelirse yazarın başının derde gireceğini düşünüyorum. Kürt-Türk sorunlarına da yer verdiği bu kitapta yer yer çok açık bir dil kullanırken; bazen de ağdalı ve gereğinden fazla süsleme yaptığını düşünüyorum. Bu kadar süslü cümlelerin içinde anlamın derinliği gizlenebiliyor ama kitap hakikaten kelimeleri dans ettirmeye de estetik bir örnek. Yarım kalmış aşkları, ilişkileri ele alış şekli bana okurken çok keyif verdi ve biraz da üzülmedim dersem yalan olur. Hüzünbaz Sevişmeler öyküsü ise; daha tanışırken, beni hayalkırıklığına uğratmayın, diyerek söze başlayacak kadar hayalkırıklığı yaşamaktan korkan bir adamın hikayesi. İsminden de anlayacağınız gibi yolları karşı kaldırımdan devam eden; mutlaka hayatta denk geldiğimiz gri, beyaz, mor tonlarında bir ayrılık sahnesi. Gelelim altını çizdiklerimden size seçtiklerime; ‘’Ama benim bilmiştim, sıcak şiirimsi bel kıvrımını. Nasıl olur da nasıl olur sorusunu sorar olurum? Demek şimdi o tüttürüyor şiirimizi? Biz yazmadık mı? Düşümüzden tırnağımızdan arttırmadık mı?’’ (Hüzünbaz Sevişmeler) ‘’Her aşkta tanrıdan bir iz vardır aslında. Her tanrı aşkın anlamıyla sömürür agnostik yüreklerimizi.’’ (Ölümsemek) ‘’Çay bahçesindeki kadın, seninle ışıkları söndürmek de mümkün. Kendimi sana anlatma çabası, çayın demi kadar içten..’’ (Belki de) ‘’Zamanın koynunda sakladığı yaşanılasıların yanından geçip gidiyoruz. Hiç düşündün mü belki’yi? Belki de eline en yakışan takı benim elim.’’ (Belki de) Son olarak bu tanışma sahnesini gerçekten çok sevdim: ‘’-Şiire inanır mısınız, diye sordu adam. -Şair misiniz, diye sordu kadın.’’ (Hüzünbaz Sevişmeler) Kitabın ikinci yarısında yer alan kısa oyunda, aynı koğuşta kalan iki tutuklunun hikayesini anlatıyor. Nasıl da insanların birbirini dinlemeden direkt kümelere sokma ihtiyacı duyduğunu ve koyduğu küme de eğer kendinden değilse olağanüstü bir cehaletle nasıl da taşladığının komik bir örneği. Bu ülkede gerçekten Yılmaz Erdoğan diye bir mizah gerçeği var, sevebiliriz sevmeyebiliriz fakat çok karakteristik bir komedi anlayışı olduğu oyunun ilk sayfalarından belli oluyor. Kitabın ilk yarısındaki romantik kısım eğer sizi bunaltırsa burası keyifli ve okunması kolay bir final oluyor.
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Hüzünbaz Sevişmeler
Hüzünbaz Sevişmeler
Hüzünbaz Sevişmeler
Hüzünbaz SevişmelerYılmaz Erdoğan · Sel Yayıncılık · 20071,187 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.