Her türden ve her çağdan araştırmacı ve bilgin kural olarak derin kavrayışı değil sadece malumatı gaye edinir.
Akla gelebilecek her şey hakkında: taşlar, bitkiler, savaşlar, tecrübeler ve mevcut bütün kitaplar hakkında tek tek ve toplu olarak malumat sahibi olmayı bir şeref ve itibar meselesi haline getirirler.
Malumat denilen şeyin derin kavrayış için bir araçtan ibaret olduğu, kendi başına çok az veya hiçbir kıymet ifade etmediği asla akıllarına gelmez.
Buna karşılık bir kimseyi filozof yapan şey onun düşünme tarzıdır.
Şu büyük üstatların etkileyici allamelikleri karşısında kendi kendime şöyle seslenirim:
" Ah, bu kadar çok okuyabilmek için ne kadar az düşünmek zorunda kalmış olmalılar!"