Yer Demir Gök Bakır Verimsiz geçen bir pamuk toplama mevsimi, içine düşülen çaresizlik, bir sonraki yıla ertelenen hayaller. Yalak köylüsünün bunca çaresizlik içerisinde tutunacak bir dal araması ve bunun sonucunda kendi mitini yaratması. Çok çalışıp azla yetinmek zorunda kalan köylünün hikayesi. Kitabın arka kapağında yer alan açıklama kısmında da belirtildiği üzere: Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken bir yandan da hikayelerini örer. Yaşar Kemal yaşadığı coğrafyanın masal ve efsanelerine hakim, bunları harikulade şekilde betimleyebilen, kalemi çok güçlü bir usta. Bu kitabında da ustalıklı bir şekilde Toros Dağlarının eteklerinde yaşayan köylü insanının genel ruh durumu ilmek ilmek dokumuş. Değişik ve karmaşık ruh durumlarını da renkli karakterler yaratarak okuyucuya sunmuş. Muhtar Sefer, Taşbaşoğlu Mehmet, Hasan ve Ummahan kardeşler, Meryemce kadın, Koca Halil, Adil Efendi, Hüsne ve Recep çifti, Yüzbaşı Şükrü önemli karakterlerden birkaçı sadece. Bu karakterler hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum. Muhtar Sefer: Pamuk hasadı zamanında köylünün yanlış bir tarla seçmesine ve verimsiz bir dönem geçirmesine sebep olmuş. Köylünün tepkisini üzerinden atmak ve muhtarlığı kaptırmamak için türlü numaralara başvuran hatta bu uğurda köy insanını tehlikeye atan tipik şark kurnazı şimdilerin popüler deyimiyle koltuk sevdalısı bir karakter. Üstelik bunları bilen insanları manipüle etmeyi başaran ağzı iyi laf yapan bir tiplemedir. Taşbaşoğlu Mehmet: Muhtar Sefer'in bu hilelerini bilen ona karşı durmaya çalışan verilen yanlış kararlara itiraz eden güçlü karakter. Kararlı ve sağlam duruşu onun köylü halkının gözünde bir efsaneye dönüşmesine sebep olmuş ve köylü onu birden ermiş mertebesine kadar çıkarmıştır. Bu durum öyle bir hal almış ki Mehmet ermiş olmadığına yeminler etse de bir zaman gelmiş o da ermiş olduğuna inanmaya başlamıştır. Hasan ve Ummahan: Köy yerinde yaşayan iki kardeştirler. En büyük zevkleri ormana gidip odun toplamak ve çeşitli hülyalara dalmak böylece içinde bulundukları zor şartlardan sıyrılmak olan iki renkli karakterdir. Meryemce Kadın: İnatçı, kararlı, elleri şifalı köylü kadının tasviridir. Köylü kadınının inadı, gücü, anaçlığı, saflığı kendisinde toplanmıştır. Köy halkı kendisinden çekinmekle beraber ona karşı büyük bir saygı duyar. Yaptığı her hareketle ve verdiği her kararla bütün köy halkını peşinde sürükleyebilen bir yapıdadır. Koca Halil: Koca Yıllar boyu köylülere zulmedip, soyup soğana çevirip, aç bıraktıktan sonra köylünün onu yakalayıp öldüreceğini düşünür fakat köylü öldürmek yerine gelir ve teker teker onun elini öper. Sürü psikolojisinin köylü halkı üzerindeki etkisini net şekilde gösterene bir olaydır. Köylü milleti böyledir der Yaşar Kemal koyun gibi birbirlerine sığınır ve birbirlerini takip ederler. Adil Efendi: Köylünün çektiği sıkıntı ve çaresizliğin baş kaynağı. Köylü kötü geçen hasat mevsiminin ardından Adil Efendiye borcunu ödeyemez. Onun her an köye jandarmalar ile gelip alacağını tahsil etmesini beklerler. Bu bekleyiş uzadıkça köylü halkının içindeki umutsuzluk ve çaresizlik artar. Tutunacak bir dal arayan köylüler bütün bu kötü gidişe karşı mertçe duran tek kişi olan Taşbaşoğlu Mehmet'in varlığına sarılır. Onu ermişler mertebesine yükseltir. Hüsne ve Recep çifti: Köy yerinde yaşanan kaçamak bir aşkın figürleridirler. Saf ve tutkulu biçimde birbirlerine aşıktırlar. Tutkunun insan başına neler getireceğini bu çiftin başına gelenler bize net şekilde gösterir. Yüzbaşı Şükrü: Yeni kurulan Cumhuriyet rejiminin idealist ve ilerici yüzbaşı komutanı. Yalak köyünde türeyen ermiş hikayesine verdiği şu tepki bize yüzbaşının konumunu çok iyi anlatır: "Bu atom çağında üstelik yirminci yüzyılda ermişlik, şeyhlik de ne demek. Ben onu bir elime geçirirsem kemiklerini un ufak ederim." Karakterlerin her birinin kendince çok mühim olduğunu ve hikayenin yapı taşlarını oluşturduğunu düşünüyorum. Bu roman kendi mitini yaratmanın tanığı, düş dünyasının gücünün kanıtıdır. Keyifli okumalar diliyorum.