Geçmiş bir zaman kesitinde yetkili olmuştu o. Kişileri sevmedikleri ve üzerlerinde taşımadıkları sıfatlarla tarif etmekten utanmazdı. Hakareti, sövgüyü marifet sayardı.
Türk tarihine, Türk soyuna husumet beslerdi. Her sözünün başında da Osmanlı düşmanlığını dile getirirdi. Onun Osmanlı düşmanlığını hâlâ sürdürdüğünü görür- sünüz.
Hümanist geçinmesine rağmen zalim ve nobrandı. "Ben" derdi daima. O "ben"i taşıyanlara şifa yaklaşmaz. Bu şiir o günlerden kalmadır.
Anladınızsa yorumlamak size kalmıştır.
NİYETE GÖRE
Bizi “Faşist” diye yeren sahtekâr
Daha çok yermezse haşa huzurdan.
Tunceli, Hakkari, Kars’tan ne çıkar
Fizan’a sürmezse haşa huzurdan.
Zulümden, kıyımdan korkumuz yoktur
Tehdide, baskıya karnımız toktur
İğrenç işkencenin usulü çoktur
Çarmıha germezse haşa huzurdan.
Yüzbinleri yalanına uydurdu
Çetesine hazineyi soydurdu
Sadizmine “yasal” gömlek giydirdi
Zincire vurmazsa haşa huzurdan.
Vatandaştan daha makbul yatan taş
Sofralarda zehir oldu ekmek, aş
Sorumludur en yüksekte bakan baş
Gerçeği görmezse haşa huzurdan.
vaat etmişti hürriyeti, huzuru
Gelince temelden bozdu hazırı
Yandaşı, yoldaşı cümle veziri
Diktasın kurmazsa haşa huzurdan.
Mao’yu, Lenin’i put yapan dernek
Yıkıcı, bölücü, ruhsuz pezevenk
Nerede, kim ise, bunları tek tek
Meydana sermezse haşa huzurdan.
Ahırda yitirdi, damla aradı
Ne yaptıysa düşmanlara yaradı
Süpürgeyle saçımızı taradı
Kırk yular kırmazsa haşa huzurdan.
Yiğitse içinde koymasın ahı
Yürütsün tayfayı, alsın silahı
Suçlu bulmak için bayram sabahı
Camiye girmezse haşa huzurdan.
26.05.1978