Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Shdhshhs
Devamında —kolejli kızın asıl çıfıt çarşısı burada başlıyordu— yargıçlardan, avukatlardan ve savcılardan, eczacılardan, tüccarlardan, şehirlerin ve köylerin ileri gelenlerinden, doktorlardan vb. —bende hep öyle de çok saygı uyandıra gelmiş o fevkaladenin fevkindeki kişilerden— gönderilmiş yine bir koca yığın gizli mektup! Sinek ses etmeden acı çekmeyi sürdürürken, ben hayret ediyordum. Demek ki onlar bile, görünenin aksine, kolejli kızla ilişkideymişler, öyle mi? “İnanılır gibi değil," diye tekrarlıyordum. — İnanılır gibi değil! Öyleyse onları öyle bir eziş ezmişti de bu Erişkinlik, karılarından ve çocuklarından gizleyerek altıncı sınıftan bir kolejli kıza uzun uzun mektuplar mı yazmışlardı? Elbette, baldırlardan burada da hiçbir yerde daha da fazlasıyla söz edilmiyordu; aksine, her biri "bu fikir alışverişi" bağlantısını ne diye kurduğunu, "Küçük Hanım Zuta"nın onu anlayacağını, bunu tersinden almayacağını sandığını ayrıntısıyla açıklıyordu. Ardından, dolambaçlı, ama dalkavukça ifadelerle, satır aralarında onlar hakkında, tabii ki de gizli gizli, hayaller kurmayı lütfetsin diye yalvar yakar olarak modern kıza hürmetlerini sunuyorlardı. Ve her biri, baldırları yapabildiğince bir kez olsun anmadan, kendi modern oğlanlığını vurguluyor ve göze göze sokuyordu. Bir savcı: Esasen cüppe giyip arz-i endam ederim, lakin aslında getir götür işlerine bakan bir oğlanım. Emir kuluyum. Bana ne emrederlerse onu yapıyorum. Kendime ait fikrim yok. Başkan beni azarlayabilir. Geçenlerde dangalak dediydi bana. Bir siyasetçi yemin billah ediyordu: Ben bir oğlan çocuğuyum, siyasi bir oğlan, tarihsel bir oğlan. Nadir görülür hislilik ve şiirsellikte bir ruha sahip astsubayın biri de şunları yazmıştı: Körü körüne bir itaate mecburum ben. Bir emre hayatımı vermek mecburiyetindeyim. Bir esirim ben. Komutanlarımız ise bize, yaşımızın ne olduğuna bakmadan, hep “çocuklar” diye seslenir. İnanma benim nüfus kaydıma, bu sırf bir harici ayrıntı, karım ve çocuklarsa ek sadece; ben şövalye falan değil, ama oğlansı, sadık, kör ruhuyla bir askerî oğlan; kışlalarda ise bir köpeğim, köpek! Bir toprak sahibi: Gayrı iflas ettim, karım odalık yapmaya gidiyor, çocukların hali içler acısı, bense bey falan değilim, ama kovulmuş bir oğlanım sadece. Gizli bir zevk duyumsuyorum. Ne ki yine baldırlar bir kez olsun en toutes lettres, yani açık açık geçmiyordu. Dipnotlarda bu iç dökmelerinin bir harfi dahi kamuoyuna sızacak olursa kariyerlerinin ilelebet sona ereceğini belirterek, kolejli kıza ağzını sıkı tutması İçin yalvarıyorlardı. Bunları bir tek sana anlatıyorum. Kendine sakla. Kimselere söyleme!
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.