Stefan Zweig
-Spoiler İçerir!-
Sevgili okurlar,
İnsan en çok kaçtıklarına yakalanır derler, kitap da temel olarak bu tema işlenmiş. Ferdinand ve karısı kendi ülkelerindeki savaştan kaçıp huzurlu bir kasabaya yerleşmişlerdir. Ferdinand, askerlik için çağırıldığı mektupla beyninden vurulmuştur. En çok korktuğu şey başına gelmiştir artık en sevdiği şeyi, resim çizmeyi bile yapamaz hale gelmiştir. Bu gelen mektup onun ellerini kelepçelemiş, ruhuna ket vurmuştur. Beynini yiyip bitiren düşüncelerle baş edemez hale gelen Ferdinand, korkunun etkisiyle olmak istemediği yere adım adım gidip kendini ateşe atmıştır. Ve en sonunda kendini teslim edecekken karısı, onun duygularının tamamen safsata olduğunu ve kendisini hiç sevmediğini söylemiştir. Karısına olan duygularını bile korkunun verdiği acıyla hissedememeye başlamıştır. Karısını düşünemeyecek kadar acı çekmektedir. Ferdinand bilmediği bir yola çıkıp derin düşüncelere dalmıştır ve evet artık askeriyeye metrelerce yaklaşmıştır. Kararını verdiği yer ise tren istasyonudur. Askerlerin acılarına bizzat şahit olan Ferdinand artık kendi acısının hafif kaldığını fark eder ve bunun katliam olduğuna karar verir.
Zweig, anlatımıyla Ferdinand'ın yaşadığı panik atağı ve anksiyeteyi bizlere hissettirmiştir. Korkunun verdiği endişeyi, telaşı sanki kendim yaşıyormuşum gibi hissettim. Kitap hem sürükleyici hem de yüksek gerilime sahipti. Karısının yaşadığı hayal kırıklığını ve beklentilerini gayet haklı buluyorum. 50 sayfanın her sayfasında duyguları tam anlamıyla geçirebilen "Zweig anlatımıysa" bende hayranlık bıraktı.
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,7bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.
