Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ah Be Zorba! Öyle Üzülüyorum Ki! Yaşarken Ölüyorum
Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis
. Yunan Edebiyatı başlı başına bir kaos fakat bu eserle o kadar geç tanıştım ki açık söylemek gerekirse benim gibi sıkı bir okuyucunun bu kitabı okumamış olması gerçekten hüzün verici ve hemen okumayı yeni görenler için bu kitaba 10 üzerinden 10 vereyim. Patron diye hitap edilen kahramanımız ekmeğini kitaplardan, yazılardan ve edebiyatdan çıkaran bir insandır. Bir gemi yolculuğu sırasında karşısına çıkar Aleksis Zorba. Her ne kadar kitabı anlatıcı olarak anlatsa da asıl hikaye
Zorba
Zorba
'nın ulaşılmaz kişiliği ve yaşam şeklidir. Bir yandan bir işe ihtiyacı olan
Zorba
Zorba
diğer yandan Girit'e linyit madenlerini işletmeye giden
Zorba
Zorba
'nın deyimiyle Patron bu gemi yolculuğunun durması ile tanışır ve madenlere bakmaya ve beraber iş yapmaya Girit'e doğru yola çıkarlar. Bu yolculuk aslında Patron'un iş ortaklığı değil aynı zamanda hayatı ve ölümü anlama yolculuğudur. Girit'e vardıkları zaman onlar dul olan ve bir oteli olan Madam Ortas'ın yanına yerleşirler ve Madam bir yandan da donanma ve matmazel hatıralarından bahsederken
Zorba
Zorba
ile aralarında yakınlaşma başlar.
Zorba
Zorba
çok az olmamakla beraber tamamen bir çapkındır. Madam Ortas ona karşılıksız olarak aşık olur fakat
Zorba
Zorba
işi yine alaya ve çapkınlığa alır. Bir yandan linyit işleri uğraşır iken, diğer yandan din adamları arasındaki köylüler ve diyalogları, Girit'te esen lodos ve eski savaş hatıraları, Madam Ortas'ın hazin sonu, eski Girit'te olan toplumsal olaylar ve son olarak
Zorba
Zorba
'nın hiçbir kitabı okumayıp bu kadar yaşam tecrübesi olması, çalmak istediği müzik aleti Santur'u bir dakika yanından ayırmaması, aşkları, yolculukları ve sanki ölümü yenip de sonsuza kadar dost olmaları onun deyimiyle patronu ölüm olsa bile sonsuza kadar sevmesi. Eksiklerimden ziyade kitabın içindeki alıntılardan ikilinin sonsuz sevgisini anlamak bizlere şöyle nasip oluyor: ''Buda dünyanın, içinde boğulup kurtulduğu dipsiz bir göldü;
Henri Bergson
Henri Bergson
beni, gençliğimde her biri benim için birer işkence olan, çözülmesi olanaksız felsefe sorunlarından kurtardı;
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
ise, yeni acılarla zenginleştirdi beni ve bana sıkıntıyı, acıyı ve kararsızlığı gurura çevirmeyi öğretti;
Zorba
Zorba
ise, hayatı sevmeyi ve ölümden korkmamayı öğretmiştir bana!'' ( 47. Baskı & Sayfa 9 ) ''İnsan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer.'' ( 47. Baskı & Sayfa 36 & 2 ) ''Kadın korkunç bir sırdır, hiçbir zaman da kapanmayan bir yarası vardır.'' ( Sayfa 66 & ) ''Mutluydum; biliyordum bunu. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.'' ( Sayfa 86 & 6 ) ''Kırmızı, sarı, siyah yamalarla yamanmış, binlerce ekli ve yamaları kalın sicimle dikildiği için en büyük fırtınalarda bile yırtılmayan bazı gemi yelkenleri vardır. Benim kalbim de öyle işte! Binlerce delikli, binlerce yamalı, ama korkusuz.'' ( Sayfa 111 & 7 ) ''
Konfüçyüs
Konfüçyüs
der ki; pek çokları mutluluğu, insandan daha yüksekte ararlar; bazıları da daha alçakta; ama mutluluk insanın boyu hizasındadır.'' ( Sayfa 113 & 8 ) ''O kadar düşmüştüm ki, bir kadına aşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekirse, kitabı seçerdim.'' ( Sayfa 126 & 8 ) ''Her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.'' ( Sayfa 175 & 13 ) ''Hayat ağırdır, en talihlilerinki bile ağırdır.'' (Sayfa 192 & 14 ) ''Çekinme, acılar yiğitler içindir!'' ( Sayfa 193 & 14 ) ''Ağlamaktan utanmam, hayır; ama erkeklerin önünde. Erkeğiz, aynı sınıftanız, ayıp değildir; ama kadınların önünde her zaman yürekli kalmak gerek. Biz de ağlamaya başlarsak, o zavallılar ne yapsın? Dünya yıkılır sonra!'' ( Sayfa 295 & 23 ) '' Benim sözlerim, kağıttandı, yalnız bir damlacık kanla bulaşmış halde, kafadan geliyorlardı; eğer herhangi bir diğerleri var idiyse bu değeri, o bir damla kana borçluydular.'' ( Sayfa 313 & 24 ) '' Mutluluk, borcunu yerine getirmek demektir; borç ne kadar güç olursa, mutluluk da o kadar büyük olur.'' ( Sayfa 329 & 24 ) '' Sevgi ölümü yener! Ölümün tadı günlerce dudaklarında kaldı; yüreğim hafifledi. Ölüm bizi almaya gelip de, işimizi bitirelim diye bekleyen ve acelesi olmayan bir dost gibi, tanıyıp sevdiğim bir dost yüzünün aracılığıyla hayatıma girmişti. Beynim, ölümün böyle dostça olan işaretini anlayarak yatıştı. Ölüm, bazen hayatımızın içine, baş döndüren bir koku gibi akar; hele ıssız bir yerde olup; ay ışığı ve derin bir sessizlik varken, insanın vücudu yine yıkanmış, hafif çekikken ve ruhun karşısına aşırı engeller çıkmazken, yani uykuda. O vakit, bir an için hayatla ölüm arasındaki yarım duvar saydamlaşır, insan onun arkasında, toprakların altında neler olduğunu görür. ( Sayfa 345 & 25 ) Kitabı herkese mutlaka tavsiye ediyorum. Ruhun şad olsun
Nikos Kazancakis
Nikos Kazancakis
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202015,9bin okunma
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.