Rezin, hayat kadınlarına neden çalışmadıklarını sorduğunda kimsenin onlara iş vermediğini ve toplum tarafından dışlandıklarını söylemeleri, bu sosyal yaranın boyutlarını gösterir: "Biz hayvanlar dan daha alçağız, görüyorsun ya. Vesikamız olduğu için sokaktaki süprüntüleri yiyoruz ... Allah büyük hanımcığımız. O kadar pişmanız ki. Önümüze köpeğine atar gibi bir lokma ekmek veren kimseye esir olacağız ama bizi kimse evine almak değil, acımak bile istemiyor" şeklinde yanıt verirler ve isteseler de çalışmalarının olanaksızlığını ifade ederler. Romanda hayat kadınları anlatılırken koşullarına dikkat çekmek için tanım ve be timlemeler hep beden üze rinden yapılmıştır. Zayıflıktan kemikleri çıkmış bakımsız ve hasta görünen kadınlar..