Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Âşık olmanın planlanabilir bir şey olduğunu sanmakla yanlış yaptığını biliyor. Şükran'la mutlu olunabilir, zamanla ona âşık olunabilir demişti. Oysa öyle bir şey yokmuş, aşk bir yıldırımmış, şanslıysan çarpılırmışsın, değilsen yanındakinin başına düşermiş. Beklediği yıldırımın başına düşeceğini zannederek evlendiği gün, içinde sadece hafif bir kıpırtı hissedince aşkın bundan çok daha fazla bir şey olduğunu anlamalıydı. Anladı aslında; ama anladığı şeye inanmak istemedi. İnanırsa ailesini yüzüstü bırakıp gitmesi gerekirdi. Ne gidecek cesareti vardı ne de vicdanı elverirdi buna, o da anlamazdan geldi. Hayatı yürütmenin en kolay yolu bu diye düşünüyor şimdi, anlamazdan gelmek, görmezden gelmek, duymazdan gelmek. Hayatı böyle devam ettirebiliyor. Olmuşları olmamış farz ederek ya da tam tersi. Bu da iyi bir hayat olabilir dediği şey için elinden geleni yapmadı denemez, yaptı. En azından başlangıçta çok gayret etti. Otelle ilgilendi, patronluk taslamaya çalıştı, borçlandı, borçlarını ödedi, evlendi, çocuk yaptı, gene borçlandı, iyi kötü evine baktı. Ama kendini ne kadar zorlasa da mutluluğa inanmadı. Bir gün ansızın yazgısının bu şehri çevreleyen dağların arasında sonunu beklemek olduğunu anladı, anlayınca da her şeye boşverdi.
Sayfa 33 - 34Kitabı okudu
··
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.