Roman da günlükler de okuyucuya yalnızca yazar sahneden geri dönülemez bir biçimde alındığında teslim ediliyor ve gerçeğin nerede bulunacağını bilmemizi imkânsızlaştırıyor. Belki de romanın kalıcı çekiciliğinin kaynağı da bu. Şizuko'nun dairesinin önündeki kablolara takılan uçurtma gibi hem Yozo hem de roman anlaşılmanın dehşeti ve arzusu arasında, itiraf etme ihtiyacı ve karşı konulamaz bir yalan söyleme güdüsü arasında sıkışmış hâlde bükülüp kıvranıyor.
(syf. 128)