Arapların felsefeye katkıları bilimdeki kadar orijinal görünmeyebilir. Yine de bu durum söz konusu katkının önemsiz olduğunu göstermez. Din ve felsefenin buluştuğu marjinal bir bölgede bulundukları için, din ve aklın ürünlerini uyumlu hale getirmeyle ilgilendiler. Diğer deyişle, telojinin ulaştığı hakikatleri felsefenin ulaştığı hakikatlerle uzlaştırmaya yöneldiler. Bu oldukça meşakkatli bir işti. (...) Bağdat ve Endülüs'teki Arap âlimler bir ayakları Mekke ve Medine'de iken, diğer ayakları Atina ve İskenderiye'de olacak şekilde yaşadılar. Bu çabaları o kadar başarılı oldu ki, hem İslâm hem de Hıristiyan dinî düşüncesini zenginleştirdi ve evrensel liberalizm akımına önemli ölçüde katkı sağladı.