İhanet, bir akrebin çevresine dizilen ateş gibi onu ihanete uğramamış herkesten ayırıp yalnızlaştırıyordu. Bu, başka hiçbir yalnızlığa benzemeyen, yalnızca ihanete uğrayanların bildiği bir kimsesizlik, içine başka hiçbir canlının giremediği bir ıssızlıktı. Aldatılan kadının ömrünü içinde geçirdiği bu ıssızlığın büyüklüğünü, öbür kadına duyulan kıskançlık doldurmaya yetmediğinde, ihanete uğramamış herkese aynı şiddette bir kıskançlık besleniyor, hepsi aynı şekilde kötü ve hain gözüküyor, kadının kendisini de bencilleştirip hainleştiriyordu.