Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Konya'da dinlediğim türkülerin hepsi şüphesiz oranın değildi. Meram'daki bağ evlerinde veya şehir içinde topluluklarda sey rettiğim oyunların hepsinin de Konya'nın olmadığı gibi. Kaldı ki Garbi Anadolu halk musikisinin asıl merkezi olmasına rağmen Konya ağzını ayırmak bugünkü vaziyette epeyce güçtür. Benim gibi bir amatőr içinse imkânsızdır. Fakat ben onları Alaeddin Tepesi'nde, Meram yollarında ve Konya akşamlarında duydum. ince Minareli'nin kapısı önünde Kur'an'ın iki sûresini o kadar sanatlı bir gerdanlık yapan taş işçiliğine şaşırırken, yanı başımdan geçen çıplak ayaklı çocuklar, onları ıslıkla çaldılar. Onun içindir ki şimdi bu türküleri radyoda dinlerken veya vakit vakit hafızanın sırrına erilmez dönüşüyle hiç farkında olmadan kendi kendime mırıldanırken içimde Konya birdenbire canlanır, kendimi o yollarda, o alçak tavanlı bağ evlerinde, o cami veya medreselerin kapısı önünde veya içinde bulurum, gece ise başımın üstündeki yıldızlı gökyüzü birdenbire değişir. I. Alâeddin'in altın kakmalı, sırma işlemeli, siyah saltanat çadırı olur ve ben Selçuk destanının ve Selçuk dramının sahnesi olan, Mesnevî ve Divan-ı Kebîr'in doğmasını, ince, kibar, musikî ve raksa düşkün hayatının kolaylaştırdığı şehirde geçen günlerime bu şehrin insanlarının saatleriyle, bu saatleri dolduran sevinç ve acılarla beraber kavuşurum.
Sayfa 90
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.