Yumurtalıklar ve rahim gibi kadın jinekolojik organlarında
görülen kanserler de hormonlarla ilişkilidir. Yumurtalık kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser sıralamasında ancak yedinci sırada yer almasına rağmen, kanserden kaynaklanan ölümlerde dördüncü sıradadır. Tüm kanserler arasında, tümörün
ortaya çıkmasıyla ölümün gerçekleşmesi arasındaki süre bakımından ilk sıradadır; yani en kötü seyreden kanser türüdür.
1999 yılında iki yüz altmış Kanadalı kadına yumurtalık kanseri teşhisi konmuştur. Aynı yıl bu kanserden yüz elli kadın yaşamını yitirmiştir. ABD'de yılda ortalama yirmi bin kadına teşhis
konmakta, bunların üçte ikisi kadarı hastalığa yenik düşmektedir. Erken tedavi son derece etkili olmakla birlikte, çoğu vakaya teşhis konduğunda kanser, mevcut tedavi tekniklerinin ötesine geçmiş olmaktadır.
Sayfa 134
·
472 görüntüleme
Zannediyorum ki kanser tamamen tedavi edilen bir hastalık olsa bile farklı çeşit bir hastalık olacak ve artık insanoğlu o hastalığın tedavisini araştıracak. Yaşam tarzımız kansere davetiye çıkarıyor olsa da hayatı boyunca hiç sigara içmemiş bireylerin akciğer kanseri olmalarını anlamlandıramıyorum. Bir video izlemiştim kanser hücrelerini yok eden mutluluk hormonları ile ilgili. Evet kafada bitirmek önemli ama her şeyi kontrol edemeyeceğimiz gerçeğini de kabullenmeliyiz.
Kitapta akciğer kanserine de değinmiş. Onda da yine yaşam tarzımızın yanında, bu gibi strese dayalı veya baskıladığımız duyguların tetikleyiciliğinden bahsetmiş. Elbette ki kafada bitirmek her şeyin çözümü değil ama yine de çözüme giden yolda önemli bir mihenk taşı ve bunu görmezden gelmememizi işaret ediyor kitap. Benim için şu ana dek farkındalık yaratan bir okuma oldu.
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.