Aşka Susamış için gotik edebiyat türü bir eser diyebiliriz. Zira kitabın başından sonuna kadar okuru tedirgin eden ve bu işin sonu hiç iyi bitmeyecek havasını veren bir kitap. Kitabın merkezinde bir kadın var: Etsuko. Etsuko ona pek iyi davranmayan, sürekli başka kadınlarla birlikte olan kocası Ryosuke’nin tifodan ölmesiyle kayınpederinin Osaka’nın kırsalında yer alan çiftliğine taşınır. Ancak daha öncesinde Etsuko’nun kocası ile ilişkisinden biraz bahsetmem gerek. Kocası Etsuko’ya iyi davranmamaktadır, gözü dışarda bir adamdır. Sık sık başka kadınlarla ilişki yaşamaktadır ve bu durum Etsuko’yu kıskançlık krizlerine sokmaktadır. Kocası tifoya yakalanıp hastaneye yatırılınca, Etsuko kocasının ölmesini dilemektedir. Zira iyileşirse yine başka kadınlara kaçıp gideceğini düşünmektedir. Kocası ölünce de büyük bir ferahlama hissetmiştir. Çünkü artık onu kıskançlık krizlerine sokacak bir sebep kalmamıştır. “Balayı ve kocasının ölümü, bu kısa mutluluk zamanları nasıl da benziyordu birbirine!” S. 41 “iki doktorun onun yanından ayrılırken kendi aralarında, “belki kurtulur”, demeleri üzerine onları nefret dolu bakışlarla izlememdi.” S. 56 Kocasının ölümünden sonra yukarıda da belirttiğim gibi kayınpederi Yakiçi’nin evine taşınır. Evde ikisi hariç, kayınbiraderi, görümcesi ve hizmetliler de yaşamaktadırlar. Yakiçi’nin Etsuko’ya bir ilgisi vardır ancak Etsuko’nun ilgisi başka birinedir; evin hizmetlilerinden olan 18 yaşındaki Saburo’ya. Arada yaş farkı vardır ama bunu pek önemsememektedir Etsuko. Bu çiftlik evinde hayat sakince devam ederken, evin genç hizmetli kızı Miyo’nun hamile olduğu anlaşılır. Üstüne üstlük Miyo’yu hamile bırakanın Saburo olduğu ortaya çıkınca Etsuko’nun başına kaynar sular dökülür. Daha önce ona çok acı veren kıskançlığı sert bir geri dönüş yapmıştır.

Aşka Susamış bana birçok açıdan

Nahid Sırrı Örik ’in

Kıskanmak kitabını anımsattı.

Kıskanmak ’da bir kadının sevdiği erkeğe duyduğu kıskançlık yerine, bir ablanın erkek kardeşine duyduğu kıskançlık anlatılmıştı. Saliha ailesi tarafında her daim aşağılanmış, ihmal edilmiş hatta gelen evlenme teklifleri ailesi tarafından çeyiz masrafı çıkmasın diye reddedilmiş bir kadındır. Erkek kardeşi Halit ise sürekli el üstünde tutulmuş, ailesi tüm imkanlarını Halit’i okutmak için seferber etmiştir. Bu ayrımcılık Saliha’da erkek kardeşine karşı inanılmaz bir kıskançlık duygusu yeşermesine sebep olmuştur. Eline geçen ilk fırsatta da Saliha, Halit’in hayatını mahvolmasına sebep olan komployu tezgahlamıştır. Bu noktada aslında her iki kitabı birbirine bağlayan bir cümle girmem gerek. “Çocuklar ve karşılıksız aşk yaşayan kadınlar, aynı görmezden gelinmişlik dünyasında yaşarlar ve ellerinde olmadan zalim olurlar.” S.149 Saliha çocukluğu boyunca görmezden gelinmiş, Etsuko ise iki kez âşık olmasına rağmen, tercih edilmemiştir. Ve her ikisi de zalimleşmişlerdir. Ek olarak her iki yazarın ortak bir özelliği daha var. Her iki yazar da eşcinseldi. Özellikle Nahid Sırrı Örik bu sebepten dolayı mensubu olduğu sanat camiasından dışlanmıştı. Kitaba dönecek olursak; Etsoku asla ikinci plana atılmayı kabul edebilen biri değildir. Elinden gelen her türlü fenalığı düşünmeden yapabilecek biridir. Aynı zamanda sadist bir tarafı da vardır. Bunu kitapta iki yerde görüyoruz. İlk olarak aynı evde yaşadıkları Asaku’nun sekiz yaşındaki kızını karınca yuvasına sıcak su dökerken görür. Küçük kız can çekişen karıncaları büyük bir merakla izlemektedir. Bu sahneyi göre Etsuko, kıza karşı yakınlık hissetmeye başlar. Diğer sahne ise bir festival sırasında dans eden Saburo’ya arkasından yaklaşıp onu derisini kanatana kadar tırnaklarını sırtına geçirmekten aldığı keyiftir. Yaşadığı acıları hem fiziksel hem de manevi olarak başkasından çıkarmayı sevmektedir. Hatta bazen kendine de işkence yapmaktadır. Miyo ile Sabura’nın ilişkisi ortaya çıktıktan sonra yaşadığı kıskançlık krizi sırasında bilerek ve isteyerek kendi elini ocakta yakmıştır.

Yukio Mişima ’nın sadizme ve mazoşizme karşı bir ilgisi var ve bunu kitaplarında sık sık görüyoruz.

Yukio Mişima kalemi çok kuvvetli bir yazar. Kendini okutuyor. Ayrıca okuru düşünmeye de sevk ediyor. Neden her eleştirmen tarafından Japonya’nın en büyük dört edebiyatçısından biri olarak görüldüğünü gayet iyi anlıyorum. Kitaplarını okuması çok kolay değil. Bazı cümleleri bir değil iki üç kez okumak gerekiyor tam olarak anlayabilmek için. Ama buna değiyor.

Bir Maskenin İtirafları ’nın tersine bu kitap orijinal dilinden çevrilmiş ve iyi bir iş çıkartılmış. Edebiyat sevenlerin okumasını tavsiye edeceğim bir kitap.

Aşka SusamışYukio Mişima · Can Yayınları · 2019696 okunma

·

1 artı 1'leme

·

68 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.