Özlemini duyduğu şan, ölümüyle zorla elde etmek istediği ölümsüzlük, adının yanından teğet geçmişti: Yazgısı, önemsiz olayların tozuyla dumanının altında kalmıştı. Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi; talibin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen kişi, arabaya bir daha yetişemezdi. Madame de Prie'nin garip ölümünden, gerçek yaşamından ve sahtece tasarlanmış hilekarlığından geriye herhangi bir anı kitabındaki bir kaç kuru satır kalmıştı yalnızca; ezilmiş bir çiçekten yitip gitmiş baharının mis kokulu mucizesi nasıl anlaşılmazsa, Madame de Prie'nin tarih olmuş yazgısının tutkulu coşkusu da sezilmiyordu bu satırlardan.