Bu suskunluğun orta yerin de annem masadan kalkıp "ben bir kahve yapayım" diyordu, "benimki sade olsun Türkan Hanım" diyordu babam ve bir saniye önce havada asılı gibi duran, insanın ayağına bir as ker postalı kadar ağır gelen hayat birdenbire normale dönü yordu. Kırgınlıklar, söylenmemişlikler, biraz önce nasıl ol duysa ağızdan çıkıverenlerle birlikte koyu kahve telvelerine gömülüyordu az sonra.