Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Herkes herkese aynadır. Ben, Allah'ın cilāladığı bir aynayım.
Ebrucu teknesini hazırlıyor. Tekne yavaş yavaş suyla doluyor. İnsan gibi... Bu su, yavaş yavaş güzelliklerin vitrini olur... Güzellik insanın mayasıdır. Kişi hangi suyla dolarsa o suyla taşar... Gülsuyu ile dolan gülsuyu sızdırır. Kirli su ile dolan da kirli su... İnsanın varlığı bu tekne gibi... Tekne temiz, su temiz... Tanrı'nın içimize koyduğu tertemiz su kirlenmeye gelmez. Tekne kirlenince su da kirlenir. Oysa o tekneden murad imanla, hayırla, muhabbetle dolmasıdır. Renkler... Onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca... Renkler de su gibi Mevlâmızın nimetleridir. Görene renk vardır, görmeyene ise yoktur. Doğru görene sonsuz renkler vardır. Renk körü de görür, ama renkleri karıştırır. Aynen böyle gönül gözü kör olan insanlar da hikmet renklerini birbirine karıştırırlar. Hayrı şer, şerri hayır görürler... Nuru karanlık, karanlığı da nur... Küfrün başı Ebu Cehil de öyleydi. Baş gözü tastamam görüyordu. Ama gönül gözü kararmıştı. Küfrü ona sadece kendi karanlığını gösteriyordu. O yüzden Peygamber Efendimiz'in nur cemâline bakıp "Ne kadar çirkin bir yüzün var!" demişti. Peygamber Efendimiz de "Doğru söyledin." buyurmuştu. Onun ardından Hazreti Ebu Bekir geldi. Sádıkların sultani o yüce zat Peygamber Efendimiz'in cemåline baktı: "Ne kadar da güzelsiniz." dedi. Peygamber Efendimiz O'na da "Doğru söyledin." buyurdu. Bir şey hem çirkin, hem de güzel nasıl olur? Öyle ya! O nur görüşlü sahabeler bunu sordular Peygamber Efendimiz'e... O hakikat güneşi şöyle ferman buyurdu: "Herkes herkese aynadır. Ben, Allah'ın cilāladığı bir aynayım. Bana bakan kendini görür. Ebu Cehil bana baktı ve kendi karanlığını gördü. Ebu Bekir de bana bakınca Hakk'ın nurunu..."
·
58 görüntüleme
registan okurunun profil resmi
Evet, gözler birbirine benzer, ama görmeler hiç birbirine benzemez. Birine Leyla olan, ötekine dünyanın en çirkinidir. Birine cadı olan ötekine Şirin'dir. Birine ışık olan öbürüne karanlıktır. Işık olmazsa baş gözü ne işe yarar? Kişi renkleri bir tarafa bı- rak, burnunun ucunu bile göremez. Görüşleri açan ışık, Hak nurudur. Baş gözü her şeyi görür, ama kendini göremez. Gönül gözü ise kendini gördüğü için hiçbir gözün göremeyeceği gizli renk- leri bile temâşâ eder... Hayat suyuna hangi renk katılırsa o rengi alır. Asıl iş Tanrı'nın rengiyle boyanmaktır. O renk imandır. Mevlâ'ya dostluk rengidir. Eşsiz olan o rengin içinde her renk vardır. Mevlâ nurunu görenler, o nurla görenler için bütün renkle rin bir anlamı, kıymeti olur. Çeşit çeşit renkler aslında birdir, birleşir beyaz olurlar. Ne ışığın, ne de karanlığın rengi yoktur. Işıkta yedi renk birden vardır. Sarmaş dolaş oldukları için vahdeti, birliği gösterirler. İmanlı kul, işte böyledir. Her rengi görür, ama beyazı da... Beyazı görür ama içindeki her rengi de... Siyahta ise renk yoktur. Çünkü bütün renkleri inkâr etmiş, yutmuştur. Her rengi inkâr edince beyazı da inkâr etmiş olur. O yüzden karanlıktır. Küfür gibi... Renkler su üzerinde sefere çıkınca, o su birden harikalar gös termeye başlar... Renksiz, özelliksiz suya birden bahar gelir, gök olur, bulut olur. Çiçek bahçesi olur... Suyuna Hakk'ın boyası katılan kul da Mevlâ'nın renklerini göstermeye başlar. Kirli paslı, bulanık nefsi temizlenir. Arı duru bir kul olur. Suda yansıyan renkler suyun içine batmaz. Çünkü o suya önce kitre damlatılır. Kötü kokuludur kitre, zehirlidir. Kimse kaynatılırken yanında duramaz. Halbuki bu çi- le güzelliğin ön şartıdır. Nasıl çile çekilmeden kişi güzelleşmezse, su da kitre denen zehri kabul etmedikçe renklenemez. O öyle bir maddedir ki, teknedeki suyun üzerini boya tu- tar hale getirir. Sabır da öyledir. Allah'ın verdiğine Allah için katlanan kul da Hakkın renklerine boyanmaya hazırdır artık...***
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.