Dansa Davet, 1518 yılında, o sırada Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu'na, şimdi ise Fransa'ya ait olan Strasbourg kentinde görülen dünyanın en ilginç salgınına konu alan bir kitap. Açlığın sefaletin ve yokluğun hüküm sürdüğü bu zamanlarda Enneline adında bir kadının yoksulluğa karşı ödediği ağır bedel karşısında sokakta dans etmesiyle başlıyor romanımız. Kısa süre içinde ona katılan insanların sayısı artıyor ve Dans Vebası tüm şehri esir alıyor.
"Danse Macabre" (Ölüm Dansı) olarak bir çok film dizi ve kitaba da konu olan bu salgını kurgu ve gerçekliğin harmanlanmasıyla aktarıyor bize yazarımız. O dönemki Türk akınlarından da halkta ve hükümette büyük bir Osmanlı korkusu olduğu, hatta öyle ki 'Türkeglock' diye bilinen çanın oradaki askerler tarafından Türkler geldiği zaman çalınacağı geçiyor.
Ayrıca yazar, din ve devlet adamlarının bu salgın karşısındaki tutumlarıyla da hükümet eleştirisinde bulunuyor.
İnsanların kendilerinden, çocuklarından vazgeçeceği, ölemedikleri için ağladıkları bir yoksulluk, ve bunu çözmek yerine suçu başkalarında arayan ve canice yöntemler seçen bir yönetim... Son derece akıcı, sarsıcı ve bilgilendirici bir okuma oldu benim için. Kesinlikle tavsiye ederim. Aşağıya sevdiğim birkaç alıntıyı bırakıyorum. Kitaba puanım 9/10 Herkese iyi okumalar
"Kaygılarında nasıl da kehanetler sezmiştim... ama sevgilim, gözlerinde gökyüzü kalmıştı hala."
"Kollarını iki yana sarkıtan ressamın karşısında, Enneline'in dili bedeninin dili, kağıdı da sokak. Kendisini çağıran tahta pabuçlarım takırtısına kapılıyor, duygu yüklü bakışlarını çocuğunun babasına çevirerek adamı terk ediyor."