Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsanın aptalı inananın bazısını inançlı zanneder, hâlbuki iman bu kadar inanmamak, bunda teselli bulmamaktır, teselli bir daha böyle bir şeyle karşı karşıya, iç içe gelmemenin gayretidir sadece. Insanın aptalı inanmayan ve inanan olarak ikiye ayrılır, ikisi de dünyanın en kirli leşi gibi sade yiyip içtiğine, arkada bıraktığına inanır aslında, birbirinin de aynıdır, ikisi de Allah'ın belasıdır. İkisinin de daha göreceği gün yoktur, sen araya bak, sıkışanlara bak, çaresizlere bak, bedbahtlara bak, kalbi sıkışanlara bak, katmanların arasını göremese de sezenlere bak, ummayanlara bak, kendini beğenmeyenlere bak, ezilip suyu çıkanlara bak, incirin tozlu yaprağının arasındaki kokuya bak, üzümün üstündeki buğuya, kendinin en perişan haline, bakî kaybettiğin güne bak, gözlerinin ışıktan kesildiği ve başını kaldıramadığın günün öğlenine bak, inananlar aslında o kadar azdır ki onların adımlarını, seslerini duyamazsın, onlar inandıklarını bile bağırarak söyleyemezler, incir yaprağına konuşurlar, limonun kabuğuna sıvanırlar, bir rayiha alırlar," diye söyler söyler, sonra da birdenbire, "Biliyor musun, 110 yıl Sokrates'in vücudu dünya yüzünde uçmuş, sen de bezl-i vücud et, edilmişse de sen de yalanı yeniden icad et, bak zikirlere, meydanlara, söz de vura vura tombaklanır, bakıra altını yedirir, tekrardan korkma, sözü vura vura kalbini söz ile tombakla, bakırcı tombakçıyı çekiççi zanneder, aptal akıllıyı boşa yorulan zanneder, sen hep tekrar et, tekrar. Sözdür büyün mesele, söz, söz, söz ve tekrar," der, bunu tekrardan da geri durmazdı.
Sayfa 341Kitabı okudu
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.