Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

300 syf.
·
Puan vermedi
·
177 günde okudu
nihan kaya ile ailemi kesmeye doğru
Disfonksiyel ebeveynlik, Alice Miller ve simülakrlar... Normallikten psikopatolojiye olan uzamda ilişki dinamiklerini değerlendirebilmek adına “normal aile modeli”, “disfonksiyonel aile modeli” ve “patolojik aile modeli” olmak üzere üç aile modeli bulunmaktadır. Disfonksiyonel aile modelleri bir toplumda kuşaklararası travma geçişine ve kuşaklararası patoloji aktarımına hizmet ederler. Disfonksiyonel aileler için kuşaklararası travma geçişi ve kuşaklararası patoloji aktarımının en önemli aracı, çocukluk çağı travmaları ve yanlış çocuk yetiştirme stilleridir. Dünyanın bütün zamanlarında ve toplumlarında disfonksiyonel aileler, hem kendi öz çocuklarını travmatize ederek kontrol ederler hem de onları aile dışından gelen diğer travmatik yaşantılardan ve olumsuz yaşam deneyimlerinden koruyamazlar. (Öztürk E. Disfonksiyonel aile modellerinden fonksiyonel aile modeline: ”Doğal ve rehber ebeveynlik stili”. Öztürk E, editör. Aile Psikopatolojisi. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2021. p.1-39.) Günümüzde patlak vermiş geleneksel olan ne norm varsa yıkmaya dair güçlü anarşik bir hengame içerisinde iş güç, güzel ülkemizin ve dünyanın halleri yetmezmiş gibi bir de pedagojik anne-baba olamamanın korkusundan selectralarla uçan ailelere ''sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalmış biri'' misali evlatlar yetiştirmek için bu kitap en uygun rehberlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Çocuğu ''çocuğun kendi iradesiyle'' vegan yetiştirmek, tatlı dilin yılanı deliğinden çıkarmasının istismar oluşu (bkz. Çocuğa size ''lütfen'' ve ''teşekkür ederim'' demesini öğretmek niçin istismardır bölümü), kızınca çocuğun ardına yanlışlıkla vurdu diye aile travmalarını çözmek için psikoloğa giden ebeveyn... Doğal olandan uzun süre önce kopulduğu için doğal ve gerçek olan artık neredeyse bilinmemektedir. Baudrillard buna “simulakra” demektedir. Beslenmenin ve besinlerin özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında başına gelen de budur: bir simulakrum evrenine kapanmış, Baudrillard’ın ifadesiyle “gönderenden yoksun bir gösterge” haline gelmişlerdir. Modernleşmeyle beraber yaşanan meta fetişizmi ve yabancılaşma, insan pratiklerinin neredeyse tamamına sirayet etmiştir. Bu olguyu hızlandıran iki olgu, 20. Yüzyılın başlarından itibaren yaşam döngüsünün içine giren reklamcılık ve sonrasında ikinci yarısından itibaren gelişen bilgisayar teknolojileridir. Sanayileşme nedeniyle toprağın, iklimin olumsuz etkilenişi ve şehirleşme oranının artması da simulakr besinlerin yayılmasında etkili olmuştur. Pek çok açıdan statükoyu koruyan bir ideolojik aygıt olan “aile”, beslenmede görülen bu değişimin önünde görece bir engel teşkil etse de özellikle neo-liberal politikalarla düzenlenen yeni ekonomide bireyin yükselişi ve tüm zincirlerinden kopması besin tüketiminin yapısını da değiştirmiştir. (Gürel, K. T. & Akcan, B. (2023)) Çocuk, yetişkin beyinli olup da boyu kısa olan bir birey değildir. Çocuk çocuktur ve çocuk gibi olması, hatalar yapabilmesi, iradesinin merakına, gördüklerine ve heveslerine göre kolayca şekillenebileceği, yetişkinlere oranla daha fazla besinsel değere sahip doğal gıdalara ihtiyacı olduğu asla unutulmamalıdır. LGBTQIA+ gibi kendini kaptırmaya müsait her bireyin araştırmadan kolaylıkla güruhuna katılabileceği veganlıkla ilgili yapılan çalışmalar gösteriyor ki çağımızın simülakrlarından biri olan vitamin haplarıyla veganlığın yaygın sonuçlarından olan anemi, vitamin ve mineral eksiklikleri giderilmeye çalışılması doğal olanın yerini tam olarak tutamayacaktır.* Veganlığın bu sonuçlarının mevcudiyeti aynı zamanda diyetisyen gözetimini gerektirmektedir.* Yine aynı şekilde yaşanan küçük-büyük olumsuzlukların kaynağını direkt aileye bağlamak, aileyi suçlamak ve onları affetmemek psikoloji ve psikiyatri dalları için son derece sığ ve eksik kalacaktır. Affetme eğiliminin ruh sağlığı üzerinde olumlu etkilerinin olduğu, bireyin sosyal ve duygusal dengeye ulaşmasını sağladığı, yaşam doyumunu artırdığı bilinmektedir (Akın, Özdevecioğlu ve Ünlü, 2012). Baumeister, Exline ve Sommer (1998), affetmenin psikolojik bir iyileşme kaynağı olarak görüldüğünü ifade etmektedir. Bu iyileşme hem kişinin kendisi hem de ilişki için bir iyileşme sağlamaktadır. Affetme, bir incitme davranışıyla başlar ve incinen kişinin hatalı davranan kişiyi affetmesiyle aralarındaki ilişkinin düzelmesi için bir adım atılmış olur (Akt., Şahin, 2013). Her türlü travmadan korumaya çalışırken aşırı duyarlı çocuklar yetiştirmek çocukları travmaya daha buyurgan hâle getireceği için aile korkulu rüyası olan disfonksiyel ebeveynliğe uyanmış olacaktır. Kitabın çoğu cümlesi ''Alice Miller diyor ki...'' minvalinde olduğu için ''Nihan Kaya'yı mı okuyorum yoksa Alice Miller'ı mı'' diye sorgulamaya dalınmamaması tavsiye edilmektedir. Kaynakça: researchgate.net/profile/Erdinc-... dergipark.org.tr/en/download/art... file:///C:/Users/Lenovo/Downloads/152-Makale%20Metni-832-2-10-20191225.pdf
İyi Aile Yoktur
İyi Aile YokturNihan Kaya · İthaki Yayınları · 20186bin okunma
··
741 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.