Gönderi

Pinhani - Dünyadan Uzak
Pinhani’den Dünyadan Uzak isimli parçayı dinliyordum. Altındaki yorumları okumaya başladım. Bir kadın şunları yazmıştı: -Kendimden hiçbir şey katmadan alıntılıyorum- “Otuz yaşındayım. Severek evlendiğim adamın şiddetine maruz kaldım ve altı ay zor dayandım. Boşanma sürecim iki buçuk sene sürdü sonunda haklı davamı kazandım. Üniversite sınavına girdim kazandım, ailem Bursa diye göndermedi. Abim şiddet uyguladı, kaçtım evden, son sınıftayım ve bölüm birincisiyim. Çok düştüm, yaralar aldım. Tek öğrendiğim şey kendinize bir hedef belirleyin ve hayalleriniz olsun. Sizi mutsuzluğa çeken insanlardan uzak durun. Bu aileniz bile olsa… Sağlığınıza şükredin. Bazı şeyler geri gelmiyor, hayattayken neyle mutluysanız onu yapın.” Sonra düşündüm. Bana bir müzik dinlettiren hayat, kulaklarıma kancalar atıyordu. Melodiler ve tınılar beyhude değildi. Müzik, gidip birinin içine dokunur ve hiç okunmamış bir kitap dökülüverirdi. Öyle bir dökülürdü ki bir kadın her gün dediklerimiz ve diyemediklerimizi derleyip toplar ve bize sunardı. Gözler var bu hayatta. Gözler; her an her saniye kırpışan ve görülmek için can atan. Kulaklar var seslere hasret, diller var denilecek şeylerle dolup taşmış, altında bir baklayla yüz yıldır yatan diller. Tenler var dokunulmamış ve nasırlaşmış. Ve tüm bunlara mukabil bir bam teli var. Bize; havayı koklamayı ve muhatabımızı anlamak için uyanık olmamızı öğütleyen bir bam teli. Hani bazen adına empati denilen o şey… Bir başkası anlamsız değil. Herkes bir harita, üzerinde adımladığım. Bir harita ki tüm kurşuni çizgilerin nihayetinde yolu bana çıkan… Sonra tuhaf bir şeyi fark ettim. Şarkıyı söyleyen Pinhani gizli ve saklı demekti. Oysa her şey ne kadar da aşikâr ve açıktı. Hani bir duvar koysam şuraya, herkes kalem olup yazılacak…
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.