Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sol ideolojinin geleceğinin kitlede değil bireyde düğümlendiğini düşünen Oğuz Atay, Türk romanının ana sorununun da yine bireyle ilintili olduğunu sürekli vurguluyordur. 30.1.1976 tarihli günlük notunda, "Türk Romanının Sorunu kişiliktir. insanımızın kişilik kazanma savaşının önemini henüz kavrayamamış olmasıdır," (G.226) demektedir. Türk toplumunun bireyi önemsemeyen bir geleneği sürdürdüğünü düşünüyor; "Osmanlı (...) kuralları ciddiye aldı, insanı ciddiye almadı. (...) Bütün değişimleri devlet eliyle gerçekleştirmek istedi," (G.92) diyordur; "bireye de ne oluyordu," (G.92) denilen bir toplum sistemidir bu. Oğuz Atay ilk iki romanını da bireyin ontolojik sorunsalının üstüne kurar: İki roman da birer çağdaş oluşum/gelişme romanı (Bildungsroman) örneğidir. 'insanın kendisiyle hesaplaşması' onun metinlerinin içinde sık sık karşımıza çıkan bir slogan niteliği taşır: Birey kendini tanımalı, zayıf yönlerini korkusuzca dile getirme yürekliliğini göstermeli, onları aşmalı ve gerçek kimliğine ulaşmalıdır. Roman kişisi Turgut, "bu yolculukta ben gelişimimi yaşayacağım. (...) yol uzun ve zahmetli," (T.513) diyordur.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.