Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ulus devletler bir kere ortaya çıktıktan sonra, artık muhafazakarların korumak için çabaladıkları kurulu düzenin ta kendisi oldular. Hükümdarlar hükmettikleri ulusun simgesi oldular ve giderek muhafazakârlıkla ulusalcılık aynı potada eridi. Ve birçok entelektüelin gözünde, romantik ulusalcılık tarihin kaçınılmaz bir ilerleme diyalektiği olduğunu söyleyen Hegelci doktrinle iç içe geçmişti. Luard'ın özetlediği şekliyle bu doktrin, "Bütün tarih ilahi bir planın hayata geçirilmesidir; egemen devletler aracılığıyla kendini var eden bu plan sonucunda bu devletler arasındaki anlaşmazlıkların savaşla çözülmesi gerekir, bu da (Prusya devleti gibi) ilahi amacı temsil eden üstün devletler ortaya çıkmasına yol açar." Sonunda bu doktrin mesihçi, militan, romantik milliyetçi faşizm ve Nazizm hareketlerini doğurdu. Tarihi durdurulamaz bir şiddet yoluyla kurtuluş diyalektiği olarak algılayan, ama ulusun yerine sınıfları geçiren benzeri bir yorum da, 20. yüzyıl komünizminin temellerini atacaktı.
Sayfa 270Kitabı okudu
··
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.